Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Sakın bozulmayın ha...

Sakın bozulmayın ha...

‘En iyi buğday’ yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı.

Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:

-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor dedi.

-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,

-Neden olmasın dedi çiftçi.

-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır.

Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir.

Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.

***

Bu hikayeden alınacak ders nedir derseniz, Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak ailenizi de aşarak komşularınız, mahalleniz, ilçe ve ülke geneline yayılarak devam eder.

Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.

Son 10 yıla ilçemizde baktığımızda, insanların tiksinerek baktığı kibir, kin, nefret duyguları son model araçlarla memlekette tırısa gezmeye devam ediyorlardı. Takiii 15 Temmuz kalkışmasının ardından her nedense çoğu son model araçlarını, kendilerini dahi saklamaya özen göstermeye başladılar.

Ne iş? Yoksa bu zenginliğin kaynağı nereden geldi diye sorulmasından mı korkuluyor. Merak etmeyin devlet hepsini biliyor. Saklasanız da, saklansanız da eninde sonunda piyasaya çıkacak.

Yıllardır milletin emeğini, ekmeğini FETÖ/PDY terör örgüt elemanları ile akşam sabah birlikte yiyip için yatıp kalkarak kaznadıklarınızı da, hesabını da vereceksiniz...

Devletin - Milletin ekmeği, emeği ve namusu ile oynamanın hesabı mutlaka sorulacak!

Ama gördüğümüz en enteresan olan ne derseniz?  Kıvırtanları, devlet erki ile boy boy foto görünrtü verenleri izliyoruz günlerdir hep birlikte....

Takla atıp yağdanlık olanlar cabası. Eskiden yılbaşı dansözleri vardı onlardan bile iyi kıvırtıyorsunuz farkında mısınız? Günaydın beyler!  Ne oldu?

Dün kan kusturduğunuz insanlara, birden bire başlattığınız yalakalığınızın nedeni nedir?

Korku ateş dağı etrafınızı mı çevirdi? Ama bilmediğiniz şey nedir biliyor musunuz?

Korkunun ecele faydası yok...

Peki sorum şimdi şu: Siz son on yıldan bu yana hangi komşunuzu, dostunuzu düşündünüz? Tırısa leyleği havada görüp ülke ülke gezip, tozup bir de fotoğraflar yayınlarken, zengin züppeleri gibi dolanırken, sokaklarda ekmeğini elinden almaya çalıştığımnız kişileri şimdi görünce utanıyor musunuz?

Yada yıllardır verdiğiniz eziyeti, çileyi; şimdi kendiniz çekmeye hazır mısınız?

Göreceğiz. Ne kadar mert, cesur olduğunuzu.

Kıvırtmayın sıra size de geliyor. Davullar hazır dedik!!. O davullar sizin için de mutlaka çalacak Allah'ın izni ile...

Ama asla eğlenmeniz için değil aksine bedelini ödemeniz için. Sakın bozulmayın ha...

Dün FETÖ/PDY Terör örgütü desteği ile dimdik durduğunuz gibi;

Sıkıysa şimdi de eskisi gibi dik dursanıza, O yürek sizde varsa tabii.

***

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak?. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. 

Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. 'Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu!' Sonunda bir köylü saraya meyve ve sebze getirmek üzere çıka geldi. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti.

Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde: "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. "Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."  

Bizim yıllardır önümüze konulan engeller de bizi iyileştirecek bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Önce yüce yaradan ardından elbette ki devlet sahip çıkıp yardım ettiği sürece...

Allah her ikisinden de bizleri mahrum bırakmasın...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi