Ramazan heyecanı bütün aya nasıl yayılır?

Ramazan heyecanı bütün aya nasıl yayılır?
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan kutlu Ramazan'a ulaştık

 

Bu ayı değerli kılan mukabele, sahur, teravih gibi ibadetler ilk günlerde hassasiyetle yerine getirilir. Ancak son haftalarda ne yazık ki ilk başlardaki heyecan devam etmez. Yılın sadece 30 gününü kapsayan Rahmet ayında ne yapılmalı ki motivasyonumuzda azalma olmasın?

 Her sene ayrı bir heyecanla beklediğimiz kutlu ayın ilk günündeyiz. Oruç ayı Ramazan elbette bu ibadetle sınırlı değil. Bu aya değer katan birçok ibadet var. Sahur, teravih namazı, mukabeleler ilk akla gelenler... Fakat heyecanla yerine getirdiğimiz bu ibadetleri günler ilerledikçe aynı şevkle devam ettiremiyoruz. İlk günlerde büyük istekle sahura kalkar, teravih namazını kılar, mukabeleleri kaçırmayız. Günler ilerlerken "Acaba bu gece sahura kalkmasak mı, bugün mukabeleye katılmasam da cüzü sonra mı okusam, bu akşam teravihi kılmasam mı?" gibi sorular geliyor akla. Uzun gün ve sıcakların da etkisiyle motivasyon epeyce azalıyor. Oysa Ramazan, yılın 365 günü içinde sadece 30 günü kapsıyor. Bu yüzden sabırlı olmalı ve sevabın kat kat fazla verildiği bu aydan daha çok nasiplenmenin yollarını aramalıyız.

 İlahiyatçı Prof. Dr. Şadi Eren, Ramazan'ın ilk günkü heyecanıyla Kadir gecesini beklememiz gerektiğini anlatıyor: "Ramazan'ın her gecesini Kadir Gecesi gibi değerlendirmeliyiz. Dünya nimetlerinde nasıl ki aza razı olmuyoruz ibadette de böyle davranmalıyız. Peygamberimiz, 'Yüce Allah'tan Cenneti istediğiniz vakit Firdevs'i isteyin. Firdevs, Cennet'in ortasında ve derecesi en yüksek olanıdır.' buyuruyor. Bu hadisten yola çıkarak ibadetlerimizi özellikle Ramazan ayında eksiksiz yerine getirelim ki Rabbimizden en güzelini isteyelim."

 Ramazan'da ilk hedefimiz amellerin en hayırlısı olan Kuran-ı Kerim'i hatmetmek olmalı. Her sokakta bir mukabelenin yapıldığı bu ayda günde bir cüz takip etmenin yalnızca 35-40 dakikayı aldığını düşünerek son güne kadar aynı iştiyakı korumalıyız. Her gece sahura kalkarak Rabb'imizin rahmetine mazhar olmak, teravih namazı kılarak bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap almak da bu ayın bize bahşettiği nimetlerden. Bu sevabın yılda yalnızca 30 günle sınırlı olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan bu kutlu ayda motivasyonumuzu her gün ilk günkü gibi canlı tutmak için yapmamız gereken ibadetleri Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde şöyle sıralıyor:

 Allah orucu farz kıldı, ben de teravih namazını sünnet kılıyorum

 Kutlu ayla birlikte gelen ibadetlerden diğeri de teravih namazı. Ramazan ayı gelmeden her ne kadar 'bu sene her gün 20 rekât teravih namazı kılacağım, her gün ayrı bir camiye gideceğim' diye kendi kendimize söz versek de günler ilerledikçe motivasyonumuz düşüyor. Oysa Efendimiz teravihi bizlere sünnet kılıyor, "Allah size Ramazan'da oruç tutmayı farz kıldı, ben de teravih namazı kılmak ve Kur'an okumak için gece uyanık kalmanızı sünnet kıldım. Kim sevabını yalnız Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar, gecesinde de uyanık kalır, teravih namazı kılıp Kur'an okursa annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olur." buyuruyor. Peygamberimiz'in bir hadis-i şerifinde de teravih namazını imamla birlikte sonuna kadar tamam­layan kişinin o geceyi bütünüyle ibadetle geçirmiş gibi sevap elde edeceğini buyuruyor.

 

Peygamberimiz Ramazan'ın son on gecesinde ibadeti artırırdı

 Ramazan, her türlü ibadetin çokça yapılmaya çalışıldığı bir ay. Ancak bu kutlu ayın son on gününe biraz daha ehemmiyet vermek gerekiyor. Zira bazı hadislerde ifade edildiği gibi, Kadir Gecesi'ni Ramazan'ın son on gününde aranılması tavsiye e­dil­iyor. Bunun için hayır-hasenat ve ibadetler Ramazan'ın yirmisinden sonra daha çok yapılmaya çalışılır. Bu aynı zamanda Peygamberimiz'i bir sünneti. Hz. Âişe, Peygamberimiz'in Ramazan'ın son on gününde geceleri ibadetle değerlendirdiğini, ibadet için diğer zamanlardan daha fazla gayret gösterdiğini ve ailesini de uyardığını anlatıyor.

 Sahur, teheccüd kılmanın garanti yolu

 Gece uykuyu bölmek kolay değil. Her ne kadar Ramazan'ın ilk günleri sahura kalkılsa da ilerleyen günler bunun yerini gece yemeğe bırakıyor. Oysa sahurun fazileti bilinse 30 gün boyunca gece kalkmaya gayret edilir. Peygamberimiz, "Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua eder." buyuruyor. Prof. Dr. Eren, seher vaktinde uyumanın uygun olmadığını söylüyor: "Bu vakitte hem istiğfar etme fırsatı bulunur hem de sahura kalkınca sabah namazını kaçırma durumu ortadan kalkar. Bir de sahura kalkıldığında iki rekât da teheccüt namazı kılmak feyizli olur."

 Oruç, bilindiği gibi semavi dinlerin ortak ibadeti. Ancak Müslümanların orucunun tek farkı var. Peygamberimiz, "Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucunu ayıran fark sa­hur yemeğidir." buyuruyor.

 Başlamak mı, bitirmek mi?

 Peygamberimiz'e (sas) yirmi üç senede nazil olan Kuran'ın ilk ayeti, Mekke'de Ramazan ayında geldi. Kur'an-ı Kerim Ramazan'da indirildiği için bu kutlu ay 'Kur'an ayı' olarak da kabul ediliyor. Her zaman Kur'an'la iç içe olan Peygamberimiz'in bu ayda meşguliyeti daha da artardı. Hayatta bulunduğu süre içinde Ramazan gir­diğinde vahiy meleği Cebrail, Peygamberimiz huzuruna gelir. Birlikte Kur'an'ı okurlar, mütalâa ederlerdi. Efendimiz, "İnsanlardan ibadette en ileri olan, Kur'an-ı Kerim'i çok okuyandır." buyuruyor. Ramazan'da Kur'an-ı hatmetmek sünnet. Bunu mukabele şeklinde yapmak da ayrı bir sünnet. Zira her sene Ramazan'da Cebrail (as) Efendimize gelerek Kur'an-ı Kerim'i baştan sona kadar okur, Efendimiz de ona mukabele ederdi. İrtihal edecekleri senenin Ramazan'ında ise iki defa hatmettiler. Peygamberimiz, "Amellerin en hayırlısı, Kur'an okumaya başlamak ve hatmetmektir." buyuruyor.

Susuzlukla baş etmenin yolları

Bu yıl ramazan ayının yaza denk gelmesi, sahur ve iftar arasındaki sürenin oldukça uzun olmasından dolayı sıvı alımına dikkat edilmelidir.

İnsan vücudunun %63’ü sudur. Ramazanda vücut ısının azaltılması ve kontrol edilmesi için suya ihtiyacımız vardır. Yetersiz sıvı alımı sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi gibi çeşitli sağlık sorunlarının önlenmesi için su tüketimi arttırılmalıdır. Diyetisyen Derya Zünbülcan, Ramazan'da susuzlukla baş etmenin yollarını www.iha.com.tr için açıkladı

İftardan sahur vaktinin bitimine kadar olan süre içerisinde hiç kalori içermeyen doğal içeceğimiz olan suyu içmek için susamayı beklenmemelidir. Özellikle yaz meyvesi olan karpuz yüksek su içeriği ile meyve seçimi için doğru bir tercih olacaktır. Sıvı ihtiyacını karşılayabilmek için ayran, süt, soda, taze sıkılmış meyve suları, bazı bitki ve meyve çayları tercih edilebilir. Tüm bu seçeneklerin yanında yine de en iyi ve en doğal içeceğimizin su olduğunu unutulmamalıdır.

Susatmayan beslenme planı nasıl olmalıdır?

Susuzlukla baş etmek için öncelikle dikkat edilmesi gereken vücuttan su atan yiyecek ve içeceklerin tüketiminin sınırlandırılmasıdır. Özellikle sahurda çok fazla çay ve kahve tüketilmesi vücuttan su atımını hızlandırarak kişiyi tahmin edilenin aksine bir sonraki gün susuz bırakır. Tuzlu, salamura, şarküteri ürünleri gibi tuzlu yiyeceklerin tüketimi de susuzluğu arttıracağı için alım miktarı sınırlandırılmalıdır.

Su tüketiminin zamanı var mıdır?

Havaların sıcak olması nedeniyle artan sıvı ihtiyacının karşılanması için sahurda en az 4-5 bardak iftar ve iftar sonrasında da en az 6-7 bardak su tüketilmesi önemlidir. Sindirim enzimlerini seyrelttiği için suyun büyük çoğunluğu öğünler arasında içilmelidir.

Sıvı alımını arttırmak için yapabilecekleriniz

1) Suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa alternatifler geliştirin. Suyunuza damlatacağınız bir kaç damla vanilya ekstresi işinize yarayabilirsiniz. Veya içerisine limon kabuğu, elma ve mevsim meyveleri doğranmış suyu sağlık içeceğiniz olarak kullanabilirsiniz.

2)Şekersiz bitki çaylarından faydalanılabilir.

3) Kuru meyveler yerine daha çok taze sebze ve meyve tüketerek sıvı tüketiminizi arttırabilirsiniz.

4)İftara çorbayla başlayarak, iftar öğününde mutlaka bir sebze yemeği veya salataya yer vererek vücut dengesinin sağlanmasına katkıda bulunabilirsiniz.

5) Ayran, süt, soda, taze sıkılmış meyve suları, bazı bitki ve meyve çaylarından faydalanabilirsiniz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Güncel