Onların anneler günü hep acı hep buruk

Onların anneler günü hep acı hep buruk
Adana'da, akrabası tarafından bıçaklanan sonra yakılarak öldürülen 6 yaşındaki Gizem Akdeniz'in yaşadığı acıyı 8 yıldır yaşayan Balıkesirli Karabacak ailesi, bu tür vahşetlere idam cezası verilmesini istedi.

Biricik evlatları 8 yıl önce okul yolunda kaybolduktan 44 gün sonra hunharca katledilmiş halde bulunan, ancak katilleri hâla bulunup yakalanamayan Karabacak ailesi, devletin çocuklarının katil ya da katillerini bir an evvel yakalamasını istiyor. Acılı anne Hanife Karabacak, çocuk ve kadın katillerinin idam edilerek cezalandırılmasını istedi. Hafızalardan silinmeyen Gizem'in katilinin de idam edilmesini isteyen ve ailesini destekleyen Hanife Karabacak, "Çocuğumun ve kuzeninin katil veya katillerini bulun" diye seslendi.

"İDAM KANUNU OLMADIKTAN SONRA BU İŞİN ÜSTESİNDEN KİMSE GELEMEYECEK"

Balıkesir'in Savaştepe ilçesinin Karacalar Mahallesi'ndeki Mustafa Kangal İlkokulu 4-B sınıfı öğrencileri Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım isimli kuzenler, 21 Mart 2006 tarihinde öğle saatlerinde yemek için geldikleri evlerinden tekrar okula dönerken kayboldu. Okul yolunda sırra kadem basan çocuklar, 44 gün sonra köylerine 8 kilometre mesafede bir menfezde parçalanmış halde bulundu. Önlüklerinin bağıyla boğularak öldürüldükleri belirtilen ve tecavüz emaresi tespit edilen Büşra ve Tuğçe isimli kuzenlerin hunharca katledilişi ülkede infial uyandırdı. Büyük acı yaşayan aileler, olayın 9. yılında kızlarının katillerinin hâla bulunamamış olmasına isyan etti.
Adana'da feci şekilde öldürülen 6 yaşındaki Gizem'in annesi Hatice Akdeniz'i destekleyen failimeçhul cinayet kurbanı olan kuzenlerden Büşra'nın annesi Hanife Karabacak, şunları söyledi: "O annenin, Hatice Akdeniz'in dediği gibi idam kanunu çıkarılsın. Herkes çocuğun üzerindeki elini çeksin. İdam olmadıktan sonra bu işin üstesinden kimse gelemeyecek. Bizimkilerin de katilleri bulunup idam edilsin. Neden yaşasınlar ki? İnsan içine neden çıksın, bir dilim ekmeği neden yesin? Bu zamana kadar yediği yeter. Benim çocuğum nasıl kara topraklarda çürüdüyse, onlar da idam olsun, bir an önce onlar da çürüsün. Biz bunu isteriz. Benim acım nasılsa, o annenin acısı da aynıdır, sonuçta bir evlat. Kardeşini seviyorum, vermediler diye bir insanın canına kıyılmaz. Ufacık çocuğun suçu ne? Niye o çocuğun canını alıyor? Canı veren Allah, ancak Allah alır. Bir an önce çıkarsınlar idam kanununu. Neden bunların yüzüne baksınlar, neden beslesinler. Bunların yediği, içtiği haram."

"BELKİ BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİ DE İÇİMİZDEN"

Balıkesirli aile, Gizem'in katilinin ailenin akrabası olmasından dolayı, 8 yıldır failimeçhul olan kızı Büşra ve kuzeni Tuğçe'yi hunharca katledenlerin de belki aynı şekilde akrabalarından biri olabileceği şüphesini dile getirdi. Katillerin önce bulunmasını sonra asılmasını isteyen anne Hanife Karabacak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belki bizimkilerin katili de bizim içimizden. Belki bizimle beraber aradı, belki bizimle beraber ağladı, güldü? Belki bizim seyrimize baktı. Bir an önce çıksın, yakalansın da biz de öğrenelim kim olduğunu. Herkes boş boş konuşuyor. Hiç o gün kimse bir şey görmedi, kimse bir şey yapmadı. Bir de üstelik millet bizi suçluyor. Kanunlar suçluyu değil, suçsuz olanı korusun. Benim çocuğumu korusunlar en azından. Katili korumasınlar, bir şey biliyorlarsa söylesinler. Kimseden korkmasınlar. Öldüreceklerse de beni öldürsünler. Yeter ki bu iş çıksın. İsterse gözümün bebeği olsun, ister kardeşim, ister anam, babam olsun. Yeter ki çıksın. Herkes suçunu çeksin, herkes de bilsin."

Anne Karabacak, idam cezasının, çocuk ve kadınları öldürenler için, insan canına kıyan herkes için uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi.

"ÇOCUK KATİLLERİ İÇİN İDAM KANUNU ÇIKARILSIN"

Eşiyle aynı düşünceleri paylaşan baba Mustafa Karabacak da, Gizem'e olan üzüntüsünü ifade etti. Acılı baba, kızı Büşra ve kuzeni Tuğçe'yi öldüren katillerin de yakalanıp idam edilmesini istedi. Çocuk katillerinin cezaevlerinde boş yere beslendiklerini söyleyen Mustafa Karabacak, sözlerine şöyle devam etti: "Bunu yapan insan olamaz. Çünkü 6 yaşında bir çocuk. Sevmeyle, istemeyle 6 yaşındaki bir çocuğun ne ilgisi var? Canilik, canavarlık edene devlette aynen öyle yapsın, yaksın. Benim kızım Büşra da 10 yaşındaydı. Şu an katilleri yok. Çocuk katilleri için devlet bir an evvel idam kanunu çıkarsın. Ben yapıyorsam beni assın, beni de yaksın. Yeter artık. Cezaevinde bunun neyine bakıyorsun? Gardiyanların suçu ne? O yattığı yatakların suçu ne? Orada pişen çorbanın, yemeğin suçu ne? Günah, yazık."
Balıkesir Savaştepeli aile için 8 yıldır Anneler Günü bu büyük acının getirdiği hüzünle geçiyor. Öte yandan, ailenin en küçüğü Arif, ablası Büşra kaçırılıp öldürüldüğünde 5 yaşındaydı. Katillerin bulunmasını isteyen boynu bükük Arif, ablasını hatırlamadığını, fotoğraflarından tanıdığını söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir