Av. Hayrettin GÖKÇE

Av. Hayrettin GÖKÇE

MİLİSLER VE BOZKURTLAR

MİLİSLER VE BOZKURTLAR

 

 

                TC Başbakanının talihsiz ve düşünmeden, sorumsuzca sarf ettiği, aslında birazda tehdit kokan bir cümlesi siyaset gündeminde yeni bir tartışma yarattı. Başbakan o cümleyi neden saffetti anlamak mümkün değil. 1.7000.000 ÖYS mağduru, artık doğru olduğunu sağır sultanın bile bildiği şifre ve soru hırsızlığını, ellerinden istikbalin çalınıp birilerine peşkeş çekilmesini haklı olarak protesto ediyorlardı. Tüm iğrençliği ve pespayeliği ile ortaya saçılan bu organize sınav hırsızlığına karşı tam bir dut yemiş bülbül kesilen Sayın Başbakan, hakları çalınmış genç insanların uğradıkları büyük haksızlıkları protesto etmek için meydanlara inmelerine tahammül edemiyor, “boyun büküp kederlerine razı olmalarını ” beklediği bu genç insanların haksızlığa karşı isyanını “marjinal terörist grupların gösterisi” olarak yorumluyor, bununla da hızını alamayıp bir de bu genç insanları, “KARŞINIZA 5-10 BİN GEN. DİKERİM” diyerek tehdit ediyordu.

                Sağduyu ve vicdan sahibi her insanın utançla ve hayretle izlediği bu olaylar karşısında MHP’nin sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sayın Başbakan’a çok haklı bir soru sordu. “Bu sorumsuzca sözleri nasıl söylersin sen Başbakansın haksızlı9ğa uğrayanların haklarını çalındığı yerden bulup geri almak ve hak sahiplerine iade etmek senin görevinken, sen bir de bu çocukları nasıl tehdit edersin. SENİN MİLİSLERİN Mİ VAR? BEŞ BİN- ON BİN MİLİSİ NEREYE YETİŞTİRDİN.” diye sordu. Ve gerçekten de her vicdan sahibi insansın öfkesini kontrolde zorlanacağı bu haksızlık ve tehdit karşısında (bence sınırları zorlayarak)”senin 10 bin milisine karşı 1.000 Bozkurt’umla gelirim, seni Kasımpaşa’ya kadar kovalarım “deyiverdi.

                Sayın Başbakanım tabi ki fırsatçılığı ile bu sözü kendi lehine bir seçim kozu yapacaktı. Kendisine yöneltilen haklı eleştiriyi yok saydı, görmezden geldi ve son cümleye takıldı. Cevabı sadece o cümle üzerinden vererek ”SEN BOZKURTLARLA MI GEZİYORSUN SAYIN BAHÇELİ, BEN EŞREF-İ MAHLÛKAT OLAN İNSANLARLA GEZİYORUM. SEN BOZKURTLARLA DOLAŞMAYA DEVAM ET” diye bir cevap verdi. Polemik amaçlı, hiçbir derinliği olmayan, sıradan bir sözdü. Hasıraltından ülkücülere İNSANIN, ÖZELLİKLE KENDİ YANINDA GEZEN İNSANLARIN ALTINDA BİR STATÜ YAKIŞTIRIYOR, ONLARA AKLINCA HAKARET EDİYOR, KÜÇÜMSÜYORDU.

                Sayın Bahçeli, Başbakan’ın ülkücüleri insandan daha alt bir kategoride canlılar olarak gören bu yaklaşımına  “SEN BOZKURTLARI YANINDAKİ ÇAKALLARLA KARIŞTIRMA” diyerek son sözünü söyledi. Tartışma şimdilik bu noktada. Daha davam eder mi bilmem. Ama bana sorarsanız bu noktada kalmalı ve sürdürülmemeli.

                Sayın Başbakan özellikle Bozkurt’lara hakaretamiz ve küçümseyici tavırlardan kaçınmalıdır. Ülkücüler onun 9 yıllık siyasi iktidarına hiç zorluk çıkarmadılar. Bu dokuz yıllık süreyi ülke için kaybedilmiş, ziyan edilmiş yıllar olarak görmelerine, üzerine titredikleri ÜNİTER DEVLET’İN bu dokuz yıl içinde giderek ve bilerek parçalanma noktasına getirilmiş olmasına ve bu feci durumdan Başbakan ve AKP iktidarı birinci dereceden sorumlu olmasına, kandil dağından indirdiği PKK militanlarının PKK üniformaları içinde zafer gösterisi yapan görüntülerinin içlerinde yarattığı büyük öfke ve kırılmışlığa rağmen maraza çıkarmadılar. Başbakan’ın Büyük Ortadoğu Projesi denilen Türkiye’yi Bölme Projesine ABD tarafından EŞBAKAN tayine dilmiş olmasına, kendisinin de bu görevi seve seve kabul etmesine ve bunu büyük bir görev sayıp ya da sanıp bulduğu her zeminde “BİZ, BOP’UN EŞ BAŞKANIYIZ… BİZİM BİR MİSYONUMUZ VAR…” diye böbürlenmesine rağmen sabır ve metanetlerini korudular.

                Ama herkes bilir ki, bilmeyen herkeste hemen öğrenmelidir ki bu ülkede yaşayan tüm ülkücüler yok edilmeden bu ülkeyi kimse parçalayamaz, bir karış vatan toprağını kimseye peşkeş çekemez. Sessizliğimiz kimse tarafından korkaklık sanılmasın… Biz buradayız 1.000… 10.000… 5.000.000 Ülkücü… Çınar gibi, dağ gibi ayaktayız. Biz ölmeden hiçbir güç, Atatürk’ün Cumhuriyetine, o cumhuriyetin ilkelerine, vatanın ve milletin birliğine, bütünlüğüne EL UZATAMAZ, DİL UZATAMAZ. Uzatılan else kırar, dilse koparırız. İşte bu yüzden Sayın Bahçeli’nin ilk etapta belirttiği 1.000 ülkücülük gruba KAYDIMI YAPTIRIYORUM. BEN, O 1.000 ÜLKÜCÜDEN BİRİYİM. ÜLKÜDAŞLARIM BUNA İTİRAZ EDERLER,”SEN ŞURADA OTUR. BİZ VARIZ” DERLER AMA BOŞUNA HEVESLANMESİNLER.

Ben yerimi çoktan ayırdım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Av. Hayrettin GÖKÇE Arşivi