Kadir Çolak'la Özel Röportaj

Kadir Çolak'la Özel Röportaj
Bundan böyle her hafta pazartesi günleri sizler için röportaj köşesinde yer alacağım. Efendim birinci haftadaki konuğum sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Sayın Kadir ÇOLAK.

Saygıdeğer Haber Expres okuyucuları;

Bundan böyle her hafta pazartesi günleri sizler için röportaj köşesinde yer alacağım. Efendim birinci haftadaki konuğum sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Sayın Kadir ÇOLAK.

1.jpg

Remzi ÖZKAN: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Kadir ÇOLAK: 1965 yılının ocak ayında Adana’nın bir köyünde esnaf bir baba ile ev hanımı bir annenin 5 çocuğundan 4.çocuğu olarak doğmuşum. Tabiri caizse haşarı bir çocuk olarak büyüdüm. Damdan dama, daldan dala atlar büyüklerime korkular yaşatır, yakalandığımda güzelce dayak yerdim. İlkokulda yaramaz ama son derece zeki bir öğrenci idim. Daha ilkokul 1. sınıfta iken bir piyeste son derece başarılı olunca, çocuk aklımla, soranlara “tiyatrocu olacağım” derdim. Ortaokul çağlarımda eğitsel çalışmalar tiyatro koluna yazıldım ve tiyatro kolu başkanı oldum. Okulda şakacı, esprili, hayal gücü kuvvetli iki arkadaşımla beraber üçgen komedi grubunu kurarak her hafta sahneye çıkmaya başladık. Okulda adım Tiyatrocu Kadir olarak anılmaya başladı. Üçlü grubun üçü de başka şehirlere, başka liselere gidince ben okuduğum okulun okul aile birliği ile anlaşarak aile birliğine bağlı bir tiyatro okulu kurduk. Piyes ve müsamere devrini kapatarak çağdaş bir tiyatro anlayışı getirdik. Daha sonra yaşadığım kasabada kasaba tiyatrosu kurdum. Ve vicdani muhasebe yaparak gönül oyunları adı altında oyunlar oynamaya başladım. Tiyatronun kazancına göre ya bir öğrenciye yardım ediyorduk ya sigortası olmayan hastaya ilaç alıyorduk ya da bayramlarda çocuklara kıyafet alıyorduk. 18 yaşımda İstanbul’a giderek tiyatronun duayen ismi rahmetli Enis Fosforoğlu ile tanıştım. Enis Hoca, bana tiyatronun mutfağını öğretti ve ben hayatıma profesyonel oyuncu olarak devam ettim.

Çok duygusalım çok vicdanlıyım. Ayrıca her şeye rağmen gülmeyi güldürmeyi çok seviyorum

2.jpg

Remzi ÖZKAN: Neden tiyatro, neden sinema diye sorsam?

Kadir ÇOLAK: Tiyatro benim ilk aşkım, ilk göz ağrım. Sahneye çıkmadığım zaman kendimi yorgun ve hasta hissediyorum. Mutsuz hissediyorum. Sahne benim için bir sevda, hayat kaynağım. O yüzden, tiyatro. Sinemaya ağırlık vermiyorum. Davet ederlerse rolüme bakıyorum, beğenirsem kamera karşısına çıkıyorum. Sinemalarda pek görünmüyorum ama tv. sinema ve belgesellerinde daha çok yer alıyorum. Bana tercihin nedir diye sorarsanız, tiyatro cevabını veririm.

Remzi ÖZKAN: Bugüne kadar birçok filmde ve tiyatro oyununda oynadınız? Rol arkadaşlarınız kimlerdi? Hatırlayabiliyor musunuz?

Kadir ÇOLAK: İlk filmim, 1991 yılında Tokat ve Amasya’da TRT adına çekilen Serdar Gökhan’ın başrolünü oynadığı “Ahmet Hamdi Bey Ailesi” dizisiydi. Bu dizide Serdar Gökhan’ın yanı sıra Ümit Belen, Atilla Saral ile birlikte kamera karşısına geçtim. Filmin yönetmeni, sinemanın en ünlü yönetmenlerinden Osman Fahir Seden’di. Daha sonra İsmet Özhan, Sibel Tan, Şebnem Dönmez ve Salih Kırmızı ile kamera karşısına geçtim. Nuri Alço ve Özlem Savaş’ın oynadığı “Krallar Kulübü” filminde bir kumarbazı oynadım. Senaryosunu yazdığım ve Engin Çağlar’ın başrolünü oynayacağı “Babam Benim” adlı filmi çekme hazırlığındayken korona hastalığı nedeniyle alınan tedbirler kapsamında çekimlerimizi iptal etmek zorunda kaldık. En son TRT Avaz için çekilen “Ezgilerle Anadolu ve Ninnilerle Anadolu” belgesellerinde başrolü oynadım. İyi ve kötü anılar biriktirdim.

3.jpg

Remzi ÖZKAN: Tiyatro ve sinema dışında farklı sanat alanlarında da adınızdan söz ettiriyorsunuz. Diğer sanatsal faaliyetlerinizden de bahseder misiniz?

Kadir ÇOLAK: Sanatımdan zaman bulabilirsem resim yapıyorum, şiir yazıyor ve yurdun çeşitli illerine şiir etkinliklerine gidiyorum. Senaryo ve tiyatro oyunları yazıyorum. Sanatçı adayı öğrenciler yetiştiriyorum.

Remzi ÖZKAN: Sizce bir sinema veya tiyatro sanatçısında olması gereken en önemli özellik ne olmalıdır?

Kadir ÇOLAK: Öncelikle sanat ahlakı olmalı, adam olmalı, insan olmalı. Bu şartları sağladıktan sonra sanatçı olunmalı. Sanatı sadece ünlü olmak ya da çok para kazanmak amacı ile yaparsan, sanat pazarlamacısı olursun. Oysa yüreğinle ve sanat ahlakı ile yaparsan, zaten emeğinin karşılığını alacaksın.

4.jpg

Remzi ÖZKAN: Yeni projeleriniz var mı? Varsa bu projelerinizden de bahsedelim isterseniz?

Kadir ÇOLAK: Çekime hazır iki adet senaryom var ancak finansal açıdan değerlendirme şansı bulamadık. Birgün, gerçekten sanata ve sanatçıya değer veren, sanat ruhu olan bir sponsor bulursak çekme niyetimiz var. Onun haricinde Yeşilçam’ın emekçilerinden Ertan Güntav ve THM. sanatçısı Behice Gündoğan ile Üsküdar merkezli Sanmer Sanat Merkezi’ni kurduk ve oyunlarımıza bu üçlü ile devam ediyoruz.

Remzi ÖZKAN: Peki, sanat hayatının dışındaki Kadir Çolak nasıl biridir?

Öncelikle iyi bir aile reisiyim. Aile kavramı benim için vazgeçilmez ve kutsaldır. Bu nedenle ben ailemi hiçbir zaman basına malzeme yapmadım. Bir devlet kurumunda memur olarak çalışan Alperen adında bir oğlum, psikolojik danışmanlık bölümü son sınıf öğrencisi, Ayyüce adında kızım var ve ben onların hayatını kurtarabilmek için gündüz başka işte, gece başka bir işte çalıştım. İyi bir babayım. Babalık sorumluluğumu her zaman yüreğimde ve omuzlarımda hissettim. Oğlum, Hatay Antakya’da memurdu ve 6 Şubat depreminde, çöken beş katlı apartmanın enkazı altında kalmıştı. Kurtarıldıktan sonra tedavi gördü ve görevine döndü. Bu olay, benim yüreğimi yakan, ciğerimi yakan bir olaydı. Olayın yaşandığı o günlerde, önceden simsiyah olan saçlarım ve sakallarım bir ay içinde bembeyaz olmuştu.

5.jpg

Remzi ÖZKAN: Anladığım kadarıyla önünüze gelen her projeye “evet” demeyen bir yapınız var. Her zaman böyle seçici misiniz?

Kadir ÇOLAK: Ben hiçbir zaman silahlı, vurdulu, kırdılı, gençliğe kötü örnek olan, gençliği silaha ve uyuşturucuya özendiren filmlerde oynamadım. Oynamamda. Ben, bir ailenin, çoluk çocuğu ile gönül rahatlığı içinde seyredebileceği yapımlarda oynadım. Gençliğe olumsuzluk aşılayacak, aile yapımıza, örf ve ananelerimize zarar verecek projelerde yer almam. Bu konuda oldukça seçiciyim.

6.jpg

Remzi ÖZKAN: Son olarak; sanatçı olmak isteyen gençlerimize nasıl bir öğüt verirsiniz?

Kadir ÇOLAK: Sanat dallarından herhangi birini tercih eden gençlere diyeceğim odur ki sanatı yüreğinizle yapın. Sanat ahlakı ile yapın. İşinizi severek yapın. Ünlü olmak, çok para kazanmak hayali ile yaparsanız, bir gün hata yaparsınız. O nedenle iyi bir eğitim alarak adam gibi adam, sanatçı gibi sanatçı olun. Türk aile yapısına zarar verecek çalışmalardan; vatanımızın, bayrağımızın altına dinamit koyacak projelerden kaçının.

Remzi ÖZKAN: Yıllar sonra sizinle tekrar söyleşide bulunmak keyifliydi. Hoş sohbetiniz için çok teşekkür ediyorum. Onca yoğunluk içinde bize vakit ayırdınız ve sorularımızı yanıtladınız. Yeni güzelliklerde ve yeni projelerde tekrar buluşmak dileğiyle.

Kadir ÇOLAK: Ben teşekkür ediyorum. Haberexpres okuyucularına, çalışanlarına ve tüm ekibinize gönül dolusu selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

7.jpg

Kaynak:HABER EXPRES ( HABER MERKEZİ)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir