Tarihin her evresinde çoğunluğu oluşturan "insan"ların kendilerinden görmedikleri azınlığı; dil, din, milliyet, ırk, cinsiyet, refah seviyesi, kültürel farklılıklar vb. gibi nedenlerden ötürü yargılaması, maddi-manevi zarar uğratması ve hatta yok etmesiyle sonuçlanan olaylar ve olgular bütününe verilen sembolik ada Cadı avı denilmiştir.

      İşte bu nokta da ülkemizin başına bela olan "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), silahlı terör örgütü Terör örgütü de dini cemaat yapılanması..." olarak yeni bir terör yapılanması ile üşlkemizin baş belası oldu.  Teör şekil değiştirse de; cana kıyma, kan dökme ve ülkemiz için düzenlenen hain planları hiç bir dönem değişmedi, değişmeyecek. Bunlar için cadı avı kaçınılmaz olmuştur.

***

      Bu nokta da malum Ülkemiz çok büyük bir sıkıntılı süreçten geçiyor. FETÖ/PDY Terör Örgütünün en son 15 Temmuz Kalkışması ile Asker üzerinde ki düşünceleri alt üst etmesi ne ilk ne de son olacak.

     Geçmişte bu hain terör örgüt üyeleri askerin halka karşı olduğunu göstermek amacı ile başörtüsü, namaz polemiği, Ergenekon, Balyoz, Kozmik oda baskın komploları ve cami bombalama tezgahları ile Mehmetçik ve TSK ile devlet kurumları iyice yıpratılmaya çalışıldı.            

       Terör örgütleri isim, şekil ve taktik değiştirmiş gibi görünse de ülkemizin üzerinde ki kara bulutların dağılmaması için düşman ülkelerin taşeronluğunu yaparak son 60-70 yıldır ülke de kan akıtmaya, can almaya, hain saldırılar düzenlemeye, Asker, Polis ve hatta 15 Temmuz' da olduğu gibi vatandaşların canını almaya devam ediyor.

     Hainler Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ayakta durmaması, parçalanıp bölünmesi ve tamamen yok olması için yırtınırken kurdukları yerli- yabancı taşeron (fetö, pkk, ypg, deaş) gibi aşağılıkları kullanmaktan da hiç sıkıntı duymuyorlar.

     Bu noktada Mehmetçik yani Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde oynanan büyük oyunu her  şekilde rahatlıkla uyguladığının farkına varmalıyız!..

Bu oyunu da TSK 'nın vatan savunması nedeni ile iç ve dış düşmanlara karşı sıkı ve katı tutumu bu olaylara sebep gösterildi. TSK yıllardır içinde ki temizliğini çok iyi yapıyor, MİT ile güzel bilgi paylaşarak pisliklerin temizlenmesini, ajanların provakasyonlarını sessizce sona erdirmekle büyük başarı elde ediyordu. Cumhuriyetimizin kurulduğu günden beri.

      O nedenledir ki; TSK Dünaya da korkulan ve dikkat edilmesi gereken en güçlü kurum olarak düşmanların korkulu rüyası idi.

      Lakin düşman ülkeler yerli taşeron din istismarcıları FETÖ ile, diğer düşmanlıklarını ise ne idüğü belirsiz kendi kurup destekledikleri taşeron terör örgütleri ülkemizi içte ve dışta sarsmaya yıkmaya uğraşıyor. Bunun en büyük adımını da 15 Temmuz Kalkışması ile din ve devlet içinde ki ihanet şebekeleriyle hem ilk örneğini gösterdi, hem de ilk kez bu kadar çok ileri gittiler.

      Bu gün 15 Temmuz üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Ancak gelinen noktada görülen en büyük sıkıntı Devlet içinde ki kripto büyük hain ve ihanet üyelerinin temizlenmesinin çok güç ve sıkıntılı olduğudur.  

       Bu nedenle TSK eski katı tutumu bir kenara bırakmış ve halk ile kucaklaşmaya başlamıştır. Bu kucaklaşmasını da en fazla halkla en yakın teması bulunan Jandarma ile yapmaya başladı.       Bu yakınlaşma Jandarma "Kır Polisi" projesi ile daha da ilerletilirken buna ayak uydurabilen Jandarma Komutanları bu aşamayı hızlandırma da başarılı olmaya başladılar.

      Özellikle FETÖ'nün en aktif ve en güçlü olduğu iddia edilen Samsun ve İlçelerinde hissedilir şekilde Jandarma halk kucaklaşmaların başarılı Komutanlardan oluşmuş olması  sevindiricidir.

      İşte bu nokta da Çarşamba İlçe Jandarma Bölük Komutanı Binbaşı Ramazan Ünal ve personelleri ilçe halkı ile gerçekleştirdiği ilgi, alaka ve yakın diyalog ile meyvelerini almaya  başladı. Bu komutanların FETÖ ile illiyet bağı olanlardan uzak kalmaya çalışılarak yapılan mücadeleler dikkat çekmektedir.

      Salıpazarı, Ayvacık ve Çarşamba üçgenin de ki bu hareketlenmeler, Çarşamba Bölük komutanlığının damgası ve izlerinin olmasındak kaynaklanırken, TSK'nın gülen yüzleri olarak halkla kucaklaşmaları başarmaları da dikkat çekiyor.

      Tüm bu değişimlerin temeli Bölük Komutanı Binbaşı Ramazan Ünal'ın bu bayrağı aldığı yerden daha yukarıya çıkartma arzu ve düşüncesidir.

      Bu başarıda elbette ki görev yaptığı mesai arkadaşlarının da mücadeleye gönülden, sevgi ve saygı ve hizmet etmeleri ile hissedilirken elde edilen başarıların bu kadrolardan çıkması çok dikkat çekicidir.

      Çarşamba Jandarma Bölük Komutan ve personelleri bu başarıları imza atabiliyorsa, tüm Ülke de değişimin hızlanması neden olmasın!? Halkla kucaklaşan Mehmetçik üzerinde ki oyunlar da yine kucaklaştığı halktan güç alarak mutlaka kısa sürede bozulacaktır. Kısacası; Jandarma değişiyor ya siz!? Başarılarının daha nice 178. yıllarda da devam etmesi dileklerimle...

      Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...