İlahiyat Fakültesinde Deizm Kavramı Ele Alındı

İlahiyat Fakültesinde Deizm Kavramı Ele Alındı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ); son dönemlerde kamuoyunda gündeme gelip tartışılan “deizm” kavramını bütün yönleriyle ele aldı

Bu doğrultuda OMÜ İlahiyat Fakültesi İlahiyat Fakültesinde “Deizm, Bir İnanç Sapması” temasıyla konferans düzenlendi.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün davetli konuşmacı olduğu konferansa; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Batuk, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Metin Yılmaz, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

İlahiyat Fakültesinde “Çarşamba Konferansları”yla farklı konular irdelenecek

Konferansın açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Batuk “Çarşamba Konferansları” adıyla Fakültede etkinlik dizisi başlattıklarını belirterek “Deizm, Bir İnanç Sapması” adlı konferansın ise bu dönemin ilk etkinliği olduğunu söyledi. Dekan Prof. Dr. Batuk, bu konferansların devamının geleceğini vurgulayarak “Deizm, Bir İnanç Sapması adlı konferansımız; dinler tarihi, din sosyolojisi, temel İslam bilimleri, İslam felsefesi gibi farklı disiplinleri ilgilendiriyor ve bu bir anlamda da son zamanlarda ilahiyatın tek yönlü okuma yaptığı ve tek yönlü eğitim verdiğine dair yapılan eleştirilerin doğru olmadığının bir göstergesidir. Sayın Prof. Dr. Şinasi Gündüz Hocamız da konferansıyla bu tartışma ve eleştirilere açıklık getirecek. Hocamıza, davetimize gösterdiği teveccühten ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.

“Deistlerin bazı soruları açıklamakta net bir tavırları yok”

Konuşmasına “OMÜ İlahiyat Fakültesi benim okuduğum fakülte ve bu yüzden burada olmaktan ötürü mutluluk ve onur duyuyorum” diyerek başlayan Prof. Dr. Şinasi Gündüz deizm konusunda yapılan araştırmalardan grafikler sunarken, aslında deizme tek bir tanımla açıklık getirmenin mümkün olmadığına dikkat çekerek bunun sebebini, deizme ilişkin kafa karışıklığından kaynaklanan farklı ekollerin oluşmasıyla açıkladı.

Prof. Dr. Gündüz bu süreci “Bu kafa karışıklığının sebebi ise deistlerin; ‘Cennet cehennem var mı?’, ‘Ölüm sonrası yaşam var mı, yok mu?’ gibi soruları açıklamakta net bir tavır almamalarından kaynaklanıyor. Deizm dünya ve evrenin işleyişine müdahale etmeyen, tek tanrı olduğunu kabul eden ve tüm dinleri reddeden bir inanç biçimi olmakla birlikte, buradaki tek tanrı anlayışı Hristiyan, Musevi ve İslam dünyasının tek tanrı inancıyla aynı şeyler değildir. Deizmde tanrı vardır; peygamber, vahiy, helal, haram, kutsal kitap gibi kavramlar ise yoktur.” sözleriyle aktardı.

“Deizm, aydınlanma döneminde insan merkezli bir evren anlayışı olarak doğuyor”

Deistlerin, evreni anlamlandırmada akli ve deneysel verileri baz aldığını vurgulayan davetli konuşmacı Prof. Dr. Gündüz, deizmin gelişimini şu sözlerle özetledi: “Bunu deistlerin başucu kitabı olarak gösterilen Bob Johnson’ın ‘Tanrı Bize Akıl Verdi, Din Değil’ adlı eserinde de görmek mümkündür. 17. ve 18. yüzyılda tartışılan bir kavram hâline gelen deizm; aydınlanma ve 'bilimde devrim’ döneminde akılcılık, deneycilik, bireycilik, ilerlemecilik, özgürlük, sekülerizm kavramları etrafında başlayan sorgulamalar neticesinde din, teoloji ve metafizik ile mücadeleye başlıyor. Bunun bir sonucu olarak insan merkezli bir evren anlayışı ortaya çıkıyor. Ateistlerin evrendeki düzeni ve nizamı açıklamada yetersiz kalmasına bir tepki olarak deizm kendini göstermeye başlıyor.”

Deizmin çıkmazları

Sunumunda deizmin birçok konuda çıkmazları olduğuna işaret eden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Gündüz “Sorunlu bir tanrı inancına sahip olunması, varoluşun hakikatini açıklama konusundaki belirsizlik, din reddedilirken akıl ve tecrübenin din edinilmesi gibi sebeplerden dolayı deizmin birçok çıkmazı var.” diye konuştu.

Deizm neden taraftar buluyor?

Günümüzde deist sayısının giderek arttığını ve bunun sebeplerinin araştırılmasının zorunlu hâle geldiğini kaydeden Prof. Dr. Gündüz devamında “Bunun sebeplerine baktığımız zaman ise mevcut din anlayışındaki problemler neticesinde hastalıklı, sorunlu dindar tipolojisinin oluştuğuna şahit oluyoruz. Dindarlık şekle indirgenip dinî değerler ve dinî kurumlar itibarsızlaştırılıyor. Diğer bir sebep ise modernite ve sekülerparadigmanın sosyal hayattan dini dışlamasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Deizmin önüne geçmek için toplumdaki dinî temsilde olumlu rol modellere ihtiyacımız var”

Prof. Dr. Şinasi Gündüz, konferansında “medya hocalığı” olarak adlandırılan kavram yüzünden günümüzde dinî değerlerin itibarsızlaştırıldığını, bu durumun önüne geçmek için öncelikle doğru tespitlerde bulunmak gerektiğini vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi değerlerine yabancılaşmış, sosyokültürel açıdan asimile olmuş bir toplum katiyen olamayız. Toplumdaki eğitim sisteminde ve sosyal ilişkilerde egemen olan mevcut anlayışı gözden geçirmeliyiz. Yanlış din ve İslam algısını düzeltmek için toplumdaki dinî temsilde olumlu rol modellere ihtiyacımız var. Ayrıca itikat ve ibadet yanında güzel ahlakın da dinin temel değeri olduğunun farkına varmamız gerekiyor.”

Konferansında katılımcılardan gelen soruları da cevaplayan Prof. Dr. Şinasi Gündüz’e, Rektör Bilgiç şükranlarını sunarken “Allah herkese samimi bir inanç ve inandığı gibi yaşamayı nasip etsin.” dedi.

Yanı sıra Rektör Sait Bilgiç, Prof. Dr. Şinasi Gündüz’e, adını Üniversitede yaşatacak olan fidanın sertifikasını takdim etti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir