Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Hoş geldin güzel insan, GAZİ'M...

Hoş geldin güzel insan, GAZİ'M...

Dün bir ziyaret dikkatimi çekti. Haberi gazetemizde zaten var.

Bu ziyaret  2-3 yıl birlikte görev yapmış, komutanların bir araya gelmesi idi.

Ama birisi genç yaşta Vatan için Gazi olmuş, diğerleri Vatan savunması için onun yerine,

Hala aynı kararlılıkla göreve devam edenlerdi.

İşte dedim...

VEFA, dostluk, kardeşlik, mesai arkadaşlığı, bu olsa gerek.

Öylesine güzel bir tablo ki!.. Bir an aklım kendi görev günlerime gitti. Kimler kaldı ki bizden geriye...

Düşündüm.

Ya da kim birbirini hatırlıyor. Vefa'lı mıyız?

Hatırlarım bir arkadaşım görevinin bitmesine rağmen, vatan için son kez deyip çıktığı görevden dönerken,

Hain pusu ile şahadet şerbeti içmişti...

Çocukları yetim, öksüz, boynu bükük kaldı.

O çocukların hangisini hatırlıyor görebiliyoruz ki!.

Olmadı mı?

Bizlerle başlayıp, nişanlanmış ve  görev dönüşü bana demişti ki;

"Abi Malatya' da evlilik yapacağım ama içimde bir his var. Bu gidişin dönüşü yok." O şahadet şerbetini içmiş olan kardeşimi unutabilir miyim?

Kimler şahadet şerbeti içmedi ki!? Meslektaşlarımdan kimler Gazi olmadı? Şimdi onlar nerede, ne yapar?

Hiç birisi ile haberleşemiyoruz.

Ama ya dün....

Duygularım kabardı, göğsüm daraldı, gözlerimden bir kaç damla düştü...

Kimseye anlatamadım, anlatamam ki? Ne anlatayım...

Ülkem de yaşanan hainlikler, ihanetleri görünce, devletimin ne kadar büyük görev yapan devletine sadık olanların kaç kişi kaldığını düşündükçe...  

Sevinsem mi, üzülsem mi bilemiyorum.

Bu yangın yıllardır yer bitirir beni ama...

Kimseye anlatamam derdimi.

Kendi meslektaşım dediklerimin içinden dahi, hain, ihanet şebekelerinin çıktığını görünce...

Susup kalmak kadar koyan ne var sizce düşünün...

 Ama yooook...

Bu bayrak, bu toprak, bu Millet dimdik ayakta oldukça.

Bizler daima dimdik ayakta olacağız.

Ne kadar iftira, kahpelikler üzerimize atılsa da...

Bu Bayrak inmeyecek, toprak bölünmeyecek.

İtlerin hepsi hak ettiğini alana dek.

Mücadele sürecek...

Gazi'm Ali Astsubay'ım Çarşamba'ya gelmiş,

Hoş gelmiş...

İçim buruk, yüreğim yangın yeri...

Dün o buluşmada ki Komutan Akçay'ın şu sözleri içimi bir kere daha yaktı kavurdu...

"Senin yüreğine duruşuna imreniyoruz.  Tabi sadece biz değil.  Bazen halimize melekler imrenir,

Bazen de halimizden şeytan bile iğrenir. Ama sana melekler imreniyor. Ziyaretinle gittiğin her yeri onurlandıracağın aşikar. "

Evet  Gazi'm, vefalı dost Alim astsubay'ım...

Şeref verdin, hoş geldin...

Keşke senin yarın kadar olabilseydik.

Rabbim her kuluna bu şerefi nasip eylemiyor.

Bazılarına hainliği, bazılarına ihaneti.

Bazılarına Gaziliği ve en çok sevdiklerine de ŞEHİDLİĞİ nasip ediyor. 

Bizlere de ısrarla görev demiş, vatan, devlet, bayrak için mücadeleye devam demiş.

Bizlere de rabbim böylesi şeref dolu bir son nasip eylesin inşallah...

Sen Allah'ın sevdiği vefalı, kadirşinas dostsun.

Rabbim yaşamını güzellikler mutluluklar içinde geçirmeni nasip eylesin.

Bir kez daha "Hoş geldin güzel insan, GAZİ'M..."

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi