Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

GARİP DAYIMI kim geri getirecek?

GARİP DAYIMI kim geri getirecek?

 

Son birkaç günüm adeta zehir oldu. Bir insan bu kadar dünyaya GARİP doğar, garip yaşar ve garip şekilde gözlerini hayata yumar. Evet, bahsettiğim dayım. Garibin yüzü hiç gülmedi ve son olarak bu yüzyılda olmayacak bir hastalığa yenik düştü. BRUSELLA…

Bu hastalığa “Halk arasında Peynir Hastalığı olarak bilinir. Bruselloz Hastalığının görülme riskinin, peynir yapımının başladığı ilkbahar aylarında daha yüksektir”

Pek çok hayvan türünde ve insanlarda enfeksiyona neden olan hastalığın özellikle koyun, keçi, sığır ve manda gibi evcil hayvanları etkilediğini ve bu hayvanlardan insanlara direkt temasla veya hayvansal ürünlerle endirekt yollarla bulaşmaktadır. Hastaya hayvanların idrar, süt ve diğer salgılarında brusella bakterisinin bulunduğunu ve taze peynir, krema, tereyağı ve dondurmanın tüketilmesi gibi değişik yollarla insanlara bulaşabilmektedir.

Bu hastalığın teşhisini hem de 9 Eylül Üniversitesi gibi bir hastane koyamamış. Teşhis konulduğunda ise iş işten geçmiştir. En acı yan ise teşhis konulması adına verilen randevuya bile yetişememiş garip dayım.

Her neyse onu hafta sonunda İzmir’ den getirdik ve toprağa verdik.

***  

Pazartesi gününe geldiğimizde 15 gün önce özel bir hastanede bypass ameliyatı olan bir tanıdığımızı randevusu üzerine bu hastaneye götürdük.

GİTMEZ, GÖTÜRMEZ OLAYDIK.

Bu hastaneye sanırım canlı giren yakında cansız gitmeye başlayacak gibi görünüyor.

Neler duyduk, öğrendik yaşadık.

Aslına bakarsanız bu kaçıncı gidişimiz bilmiyorum.

Başhekime konuları iletecektik ama o kadar meşgul(!) ki vaktinin 3 dakikasını bize ayıramadı!. O nedenle biz de buradan yazarak konuşalım.

Ama hikâye ile başlayalım konuya:

İki asker arkadaşından birisinin oğlu bir yere vatani görevini yapmak üzere giderken babası oğluna der ki; Oğlum oraya gittiğinde filanı bul o sana yardım eder. Benim de selamımı söyle. Oğlu gider babasının asker arkadaşının makamına çıkar ve“Ben filanca asker arkadaşınızın oğluyum” der ama gerisini getiremez. 5- 10 - 30 dakika derken bakar ki bir türlü adam telefonu bırakıp kendisi ile ilgilenmiyor. Oturduğu yerden kalkar ve gidiyorum işareti yapıp dışarı çıkar.

O gittikten sonra o şahsın cep telefonu çalar ve adam açtığında der ki: “Biraz önce yanınıza gelmiştim ve babamın asker arkadaşı olduğunuzu ve selamının olduğunu söyleyecektim. Lakin baktım ki telefondan bana vakit ayıramıyorsunuz, telefonlara daha çok bakıyorsunuz. Bende çıktım dışarıdan aradım sizi. Şimdi söyleyeyim de üzerimde kalmasın. Babamın selamı var ve bana yardımcı olacağınızı dile getirmişti ama sizin kendinize yardımınız yok. Boş verin iyi günler” der telefonu kapatır.

Şimdi bizde Başhekime defalarca gitmemize rağmen ameliyat, toplantı falan filan derken vakit bulamadık buradan açık açık

O HASTANE YETKİLİLERİNE BU DA ÖZEL MEKTUBUMUZ OLSUN:

Özel Hastane diyerek özel ilgilenir hissi ile gelen hastalarınız der ki:

1- Acil’ e gelen ve ameliyata alınan hastaların özel eşyaları ve ziynet eşyaları kayıp oluyor.

2- Mesela Kalp ameliyatları ile ünlü hastanenizde Enfeksiyon kapmasına önlem olarak HİJYEN haberleriniz çıkmasına rağmen, enfeksiyondan hayatını kaybedenler oluyormuş?

3- Yine Bypass ameliyatı olan hastalar yer yokluğundan ya 3-5 gün yoğun bakımda kalıyormuş veya aşağıya 2 kişilik odalara alıyormuşsunuz güzel. Ancak o kalp hastasının yanına ameliyat olmamış hijyenden uzak kişileri ameliyatlı kişilerin yanına alıyormuşsunuz. Enfeksiyon kapma yarışına giriliyormuş.

4- Bu ameliyat olanların yanına aldığınız kişilerin yanında 3-5 refakatçi alıyor sabahlara kadar ameliyat olanların enfeksiyon riskinin yanı sıra gevezeliklerinden hastalar rahatsız oluyormuş.

5- Bazı hastaların enfeksiyondan hayatını kaybettiği iddiaları oluyormuş.

Yani Özel(!) Hastaneye giren çıkan için orada olmuş, Kim kime, dum duma…

Bakın aynı hastanede götürdüğümüz hastamıza ameliyatı sonrasında, mide kanaması endişesi ile tahlil yaptırıldı ve akabinde 2 gün yatması istendi. Hastamız bir iki gün ilaçlarım vardı onlardan olabilir keseyim düzelmezsem gelsem olur mu? Sözü üzerine Sayın Doktorunuzun verdiği cevaba bakın.

“Oluuur canım. Kanaman olup acile geldiğinde bana haber verirler”

Oldu olacak sen öleceksin diye doktor hastasının yüzüne dangadak söylesin.

Ne hoş olur değil mi?. Ailenin yüzü bembeyaz hastaneden çıktılar.

Sanırım ki Doktorlarınızın bazıları HİPOKRAT YEMİNİ arasına PARA, PARA, PARA kelimesini sıkıştırmış.

Özel ya!!. Geleni yatırın, kesip biçip doğrayın. Nasıl olsa devlet SGK üzerinden paranızı ödüyor değimli?. Eh elçiye zeval olmaz

Sonuç olarak;

SGK kurulu ve her şey güzel oldu diyoruz ya!:

Gelin görün ki Devletin hastanesi sayılan 9 Eylül Üniversitesi bir hastada ki BRUSELLA mikrobunu teşhis edemiyor, etme eğilimde ise mikroba DUR dememiş ama randevuya bilmem kaç gün sonrasında gün verilmiş. Şimdi GARİP DAYIMI kim geri getirecek.

Özel Hastanelerde ise iş daha vahim.

Bu bizim sağlık devrimimiz. HAYIRLI OLSUN ÖZEL HASTANELERİNİZ, GELİŞMİŞ SAĞLIK DEVRİMİNİZ..

“Körle yatan şaşı kalkarmış”.

Ben bundan sonra Devlet Hastanesinden başka yere gitmem. Nasıl olsa en azından orada da özel hastaneler kadar bekliyorum hatta artık beklemiyorum. Herkeste ÖZEL HASTANE HOBİSİ başladı ya. Devlet Hastanesi şimdi özel den de daha özel oldu. En azından beklemiyoruz. Özel Hastaneler eski devlet hastanelerini aratmaz olmuş.

Şimdilerde o nedenle Çarşamba Devlet Hastanesi yöneticilerini kutluyorum.

İyi ki siz varsınız…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi