FİSKOBİRLİK’in 2006 yılından üreticiye olan 104 milyon TL’lik borcun ödenerek 20 Milyon TL'ye düşürüldüğünü belirten Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Bayraktar, “Kararname doğrultusunda TMO’dan alınan 21 bin 500 ton fındıktan elde edilen gelirle üretici borçları ödenmekteydi. Ancak ilk postadan sonra aradan 8 ay geçmesine rağmen fındığın devamı gelmemektedir. Başbakanlığın kararnamesi doğrultusunda TMO’dan alınan fındıktan ilk önce üretici borcu ödenmek zorundadır ve bizde böyle yapıyoruz.Ancak fındığın devamı gelmemektedir. Bu kurumu seven bu kuruma sahip çıkmak isteyenler kararname doğrultusunda geri kalan fındığın gelmesini sağlamalıdır. Biz TMO’dan yağlığa gelen fındıktan üretici borcunu öderken, diğer kaynaklarla da kurumun yapılanmasını sağlamaktayız. Bugün kurumun 20 milyonu üreticiye olmak üzere 45 milyon borcu kalmıştır” dedi.
Tahmini fındık rekoltesi ve fiyatıyla da ilgili değerlendirme yapan Bayraktar “Rekolteyi bugünden tahmin etmek zor olacaktır. Çünkü 700 binden başlayan karanfil sayımı 550 bine kadar düşmüştür. Benim tahminim ise 500-600 bin civarında bir rekolte oluşabilir. Bu rekolteye göre normal şartlarda fındık piyasada 5 TL’den aşağı olmaması gerekir. Ancak Türkiye’de fındık piyasasını Ferrari belirliyor. Bu gücün karşısında da duracak olan tek güç FİSKOBİRLİK’tir. Bu nedenle biz de tüccar zihniyetiyle üreticilerin talebi doğrultusunda peşin fiyatını harmandan fındık alacağız. O günün şartları piyasa ne olur bilemeyiz. Fakat biz üreticilerimiz taahhüt ederse bütün fındığı bize vereceklerse peşin fiyatına 6 TL’den alırız. Geçen yıl fındık aldık ancak sadece kooperatiflerimizden aldık. Üreticiden bu sezon destek bekliyoruz. Borcu varken nasıl fındık alacak düşüncesi yanlıştır” diye konuştu.
Bir takım eleştirilere de cevap veren Bayraktar “Çalışanlarımıza baskı uygulayarak işten çıkardığımız ve tazminatlarını vermediğimiz yönündeki iddialarda doğru değildir. Bizim muhasebe kayıtlarımız şeffaf ve açıktır. Ödeme yapılmış mı yapılmamış mı bellidir. Ancak bazı işçilerimiz kendi istekleriyle ayrılmalarının hemen ardından kurumu mahkemeye vermiştir. İşçimizle anlaşıyoruz bir hafta veya bir ay içerisinde tazminatı ödenecektir şeklinde ancak ayrılışından üç gün sonra mahkemeye veriyor.Bunun bir çok örneği mevcuttur.Bu kişilerde kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor ve sanki işçi tazminatları ödenmiyormuş gibi bir algı meydana geliyor.Bu durum kamuoyunu yanlış bilgilendirmeden başka şey değildir” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.