Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Fazla süslü lafa gerek yok: Fatma Altuntaş ve ....

Fazla süslü lafa gerek yok: Fatma Altuntaş ve ....

3 Aralık Dünya Engelliler günü nedeni ile yazı yazmıştım biliyorsunuz. Biraz rahatsızlanınca yazamadım gerisini getiremedim şimdi yazıyorum. ÜZGÜNÜM...

O gün sabah törenlerine gitmediğim için bazıları  "HEM YAZIYORSUN HEM KENDİN GELMİYORSUN" diyerek güya bizi tiiye almaya kalktılar. Beyler mesele o gün orada olmak değil her daim onların yanında, içinde olmak önemli. Zaten yazının amacı da o idi. Her gün Engellilerin yanında olun, yoksa yılda bir kere Annenizi seveceğiniz gün, Sevgililer günü, Bilmem neler neler gününde o insanları hatırlamak değil yılın her günü hatırlayın mesele o idi.

Her neyse o gün akşam Göl Restaurantta ÇABED Yemek düzenledi. Yemeğe ilgi hayli yüksek oldu. İşin aslı keşke her törenleri, etkinlikleri yemekli toplantılarında ki gibi olsa!??

O gecenin sürprizi ise METRO Yönetim Kurulu Onursal Başkanı İş adamı Galip Öztürk oldu. Galip Öztürk kendisine iletilen bir isteği geri çevirmediği gibi üst düzey hemen tüm yöneticilerini geceye gönderdi ve sürprizini yaptı. Şova gerek yoktu ve onlar da basketbol sandalyelerini orada vermediler başkanlara teslim ettiler.

Bana sorarsanız gecenin iki sürprizinden birisi Galip Öztürk'ün jesti kadar onları davet eden Engelli Fatma Altuntaş idi.  Gölcük Depreminde Engelli olan Fatma hanım öyle bir konuşma yaptı ki?. Hele hele yıllardır engellilerle birlikte hareket eden birisi olmama rağmen Fatma hanımdan habersizdim. Bu benim eksikliğim evet biliyorum ve kendisinden özür de diledim. O da çok güzel cevabı bize verdi. O içimde yara oalrak bekliyor...

O gece en çok üzüldüğün şey Fatma Altuntaş'ın eşi Halil Altuntaş'ı "YILIN ÖĞRETMENİ" hatta "son 15 yılın Öğretmeni" seçmeyen zihniyete çok üzüldüm.

Oysa Fatma hanımla sohbet ederken Cumhurbaşkanlığına kadar engelli olmama rağmen ulaştım  ama Cumhurbaşkanlığından kimse bana dönmedi dedi. Cumhurbaşkanlığı köşküne "ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE EŞİMİN ÇIKMASINI ÇOK İSTEDİM, ÇOK ARZULADIM" dedi. Ama Engelli olan Fatma hanım hedefe ulaşmasına rağmen dedim ya ENGELSİZ ENFGELLİLER kendisine ulaşamamış, geri dönmemişler. YAZIK?.

Hem de Cumhurbaşkanlığında o kadar insan varken, bilgiler en titiz şekilde harmanlanırken Engelli Fatma Hanıma ulaşılamaması sizce de manidar değil mi?

Hatta hatta bazı eğitim camiasında ki Öğretmenler derki: Halil Altuntaş hocaya veya Vezirköprü'nün, Salıpazarı, Çarşamba gibi ilçelerimizin en ücra köylerinde ev bulamayan, yol bulamayan, soğukta ve en zor şartlarda görev yapan Öğretmenlere neden bu unvan verilmez, göz ardı edilir? Kaldı ki bu isimleri Milli Eğitim mi yoksa siyasiler mi veriyor o çok önemli. Milli Eğitim verse Halil Hocayı veya saydığımız kırsaldan öte yerlerde ki Öğretmenleri unutmazlardı. Sanırım bu işte bile SİYASET oyunu döndü ya yazıklar olsun" sözleri beynimi kemirmeye yetti.

Sahi bu isimleri yukarıya siyasiler mi, Milli Eğitim mi veriyor?. Halil Altuntaş' tan daha vefakar, daha cefakar ve daha sadık isim mi vardı o seçilmedi. Sebep neydi?  O Halil Altuntaş hocam, eşinin hayata yeniden bağlanmasına, bakımına, tedavisine, çocuklarının bakımına yetmezmiş gibi hiç bir şey kimseye hissettirmeden Okul da eğitim verdiği öğrencilerine koşarak eğitim veren, engelli eşini 15 yıldır dakikasını şaşırmadan okuldan çıkar çıkmaz kah kucağında, kah sırtında taşıyıp bir gün bile of demeyen, of dedirtmeyen isimi "YILIN ÖĞRETMENİ SEÇMEYENLERE" yazık...

Ona sorsanız o böyle mutluyum bana kimse karışmasın yeter diyor. Yani o engelli eşi ile uğraşmaktan, ona bakmaktan bıkmadığını, usanmadığını aksine büyük heyecan ve zevk aldığını anlatarak işimiz şov değil ben bu dünyada ki sevdama hizmet ediyorum diyor.

Böyle büyük bir yürekten haberimiz yokmuş. Üzüntüm daha da arttı. Asıl unutmamaları gerekenler ise hiç bir bahaneye sığınmasın. Fatma Hanımın durumunu ilk keşfeden kimdi?. Onların bilgisinin olduğu yerde Halil Altuntaş gibi bir kişiyi unutmaları en büyük ayıp değil mi? Umarım en kısa sürede bu konu tatlıya bağlanır, Fatma hanım mutlu edilir. Ne dersiniz?

Şimdi desem ki  BU AYIP KİMİN? bana yine köpürecekler. Sanki çok umurumdaydı. Ama dediğim gibi METRO Onursal Başkanı Galip Öztürk, Engelli Fatma Altuntaş ve ona kendinden çok vefa örneği ile bağlı Halil Altuntaş' a bir kere daha binlerce kez teşekkür ediyorum. Onlar farkı yaşattı. Ama gecenin en güzel sözü ile yazımı bağlayayım.

Bu yazı yoksa bitmez. Konuşmasında Halil Altuntaş hocam dedi ki: "Ben eşimi bugün tekerlekli sandalyede görseydim yine onu bu haliyle severdim ve yine düşünmeden onunla evlenirdim" 

Mesele bu anlayabilenlere tokat gibi cevap bu olsa gerek değil mi?..

Mutlu ve (SAĞ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi