Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Ezan okumaya çıkan imam minareden düştü…

Ezan okumaya çıkan imam minareden düştü…

Hayatımızda değişen her şey gibi; Dini konularda da değişim, dejenerasyon ve en önemlisi istismar sürüyor. Halkın dini düşünceleri malum…

Eskiden televizyon, internet, bu kadar sayıda gazete olmaması nedeni ile Camilerde ki İmamlar önder kişilerdi. Onların söyledikleri nerede ise fetva idi…

Sonra Yaşar Nuri Öztürk’ler çıktı piyasaya. Beyaz denilen hocalar çıktı. Daha sonraları ise bilmem neyin, neyin vakıf, dini kültür varlıkları falanı filanı başkanı hocası derken,

Her geçen gün piyasayı allak bullak eden, insanların beyinlerini karışa karışık hale getiren imamlar, hocalar, din işleri öğretim üyeleri.

Önüne gelen yazdı çizdi.

İşler bu kadar ayyuka çıkmaya başlayınca elin gâvuru dediğimiz Hıristiyanlar bile tek kolda PAPAZLARI tarafından yönetilip, onun dediğinden çıkmamasına rağmen, Adamlar her hafta toplanıp Din adamlarını dinleyip ona göre hareket ederken,

Türkiye’ de bile papazlar televizyonlara çıkıp inananlarına fetvalar verirken…

Bizim Diyanet İşleri Başkanımız ayda, yılda bir halkın karşısına çıkmaya başladı. Bizde hani din adamı az konuşur öz konuşur safsatası var ya? Sonra Diyanet kurdu internet ve telefon hattını. Ara sor İSLAMI öğren moduna geçti. Millet halkın ayağına giderken bizimkiler tele oldular.

Peki, bu arada bizim normal İmam Hatipler, Müezzinler ve de bunlara destek olan Dernekler ne oldu. Onlar dini, namazı, ibadeti falanı filanı bırakıp, başladılar tabiri caiz ise ticarete. Unutmam bazı dedikodulara göre akla hayale gelmeyen yollardan para kazanma yolları açıldı. Nasıl olsa İmamların hepsinin sesi güzel olmadığı için, Merkezi sistemle hoparlörlerden kasetten ezan okunma modası başladı.

Eeee, iş böyle olunca cemaati 2-3 tane olan İmam da sıcak yatağından mı kalkıpta namaz kıldırmaya camiye gidecek ki. Nasıl olsa ezanı kasetten merkezden birileri çalışıyor okutuyor.

Sıcacık yataktan çıkmanın manası var mı?.

Maaş devletten.

Kısacası demem o ki; Diyanet Başkanlığı artık ayağa kalkmalıdır. İmamların kendi sesi ile ezanı okutmalı, dernek ile İmamların görev çizgilerini belirlemeli ve artık cami cemaati ile imamları yeniden kavuşturmalıdır. Aksi takdirde merkezi sistemle ezan okutursanız, camiye imam gitmez, imam camiye gitmezse, minareye çıkıp ezan okutmazsanız minareye BAZ İSTASYONU kurarsınız.

Ohhh ne ala.

Yeme de yanında yat. İşte o nedenle diyorum ki; Boş bırakılan minareleri o vakit uzun uzun yapmanın manası da yok. Zaten imamlar inip çıkana kadar akşam oluyor. İmamlar yoruluyor. Diyanet işleri Başkanı yoruluyor.

Neden.

Habere bakın: Ezan okumaya çıkan imam minareden düştü… Olmaaaz.

Minareden imam düşeceğine BAZ İSTASYONU DÜŞTÜ demek daha güzel olur.

Oldu olacak Mobil kurun alıştık nasıl olsa. Bu suç cami cemaatinin, imamın ve derneklerin değil, Diyanet İşleri Başkanının olsa gerek. Aksine Diyanet İşleri Başkanı imamının düşmesini engelliyor, baz dikiyor oralara bakın ne güzel.

İşte o nedenle o minarelere Diyanet para kazansın diye BAZ İSTASYONU KURUN.

Nasıl olsa bölgenin en uzun yeri minareler. İmamların koruma yeri orası ve en önemlisi inancın dejenere edilmesinin ilk tepe noktası orası. Oysa ilk müezzinimiz Habeşi Bilal Duvara çıkıp ezan okumamış mıydı?.

Bu görüntüler neden değiştirilir anlamıyorum.

Yazık, yazık…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi