“Ey devletlüm sen çok yaşa…”

Çarşamba modern…

Çarşamba değişiyor…

Çarşamba her şeyi hak ediyor.

Çarşamba genel ve yerel seçimlerde olsun, referandum da olsun.

Kendi üzerine düşeni fazla fazla verdi.

İlçe Başkanlığı çalıştık bizlere destek olan herkese teşekkür ederim dedi.

Ama birileri var ki;

Teşekkür yerine iyi de kötü de olsa tepki yok.

Teşekkür belgesi veren Köse’yi üç gün yazdık, çalıştı dedik, bize edilmedik laf bırakılmadı. Çalışanı övmek suç… Yalandan gülücük saçanları öveceksin ki… Övülesin.

Yorumlardan çok korktum, çok üzüldüm, çok kırıldım.

Ya da bu yorumları yapanların beyinlerini, kafa yapılarını, kişiliklerini çok iyi tanıdım.

Dedik ya!.

Takım tutar gibi kişi tutuyoruz.

Bir kişi güzel hizmet yapar, devasa yatırımlar yapar, Methedilir, sevilir.

Ama halktan koparsa, halka sadece gülücük dağıtıp sonrasında ortalarda görünmez ise,

İyi yaptığında iyi, hata veya eksik olduğunda hata ve eksik denildiğinde…

Küser, darılır ve kırılır cephe alırsa…

Gereken cevap bir gün mutlaka verilir.

Bizler de o kişi veya kişiler kim olursa olsun görevimizi yapar, eksik ve hataları yazmaya devam ederiz.

***

Neyse konumuza gelelim.

Konumuz hani dedik ya ÇARŞAMBA DEĞİŞİYOR…

Çarşamba gerçekten değişiyor mu?

Bence hayır.

Hizmet alıyor mu?

Evet,

Yatırım var mı?

Görsel olarak EVET ama iş ve istihdam alanları yaratacak projeler ASLA…

Halkın rahatlayacağı hizmetler hala layığı ile yapılmıyor, yapılamıyor…

Bakın her yağmur sonrasında mutlaka sorun ve sıkıntılar yaşanıyor bu ilçede.

Mesela geçtiğimiz yıllarda olsun önce ki günkü haberlerimizde olsun gırtlağına kadar pislikte kaldık diye haykıran vatandaşlar bizi aradılar.

Gittik haberlerini yaptık.

Mahalleye girince ölmüş hayvan leşinden beter bir koku, pislik diz boyu.

Belediye kanalizasyonundan koku gelmesin diyerek vatandaş kanalizasyon kapaklarında ki delikleri ağaç parçaları ile tıkamış. Devletin malzemesine tahribat ve zarar verme diye düşünülebilir. Ama o insanlar kendi pislikleri, hayvan leşleri ve tüm ilçenin lağım kokusu pisliklerinin eziyetini çekmek zorunda değildir.

Hani Sokaklar sabunlu sularla yıkanıyordu, bitti. Akıllara gelince yapılıyor. Sabunsuz…

Yaz aylarında en azından kanalizasyonlar temizlenmeli, kışa hazırlanılmalı. Ne çare ki yaz yağmurlarına bile hazır olmadığımızı görüyoruz.

Yetmedi durun hele…

Değirmenbaşı Caddesi son günlerde tam bir panayır alanı. Yada dansöz gibi araç sürücüleri kıvırtmak zorunda kalıyor.

Yahu birileri en azından bu ilçeye güzel bir hizmeti getirirken nerede ne yapılacağını bir kere olsun belediye hoparlöründen anons ederek halkı uyaramazlar mı?

Nerdeeeeee…

Yaptım oldubitti mantığı.

Halk eziyet çekmiş, araç çukura düşmüş, yollar kapanmış, kanalizasyonlar pislikten kokudan geçilmiyormuş.

Kimin umurunda…

Vatandaş sokakta elleri ile burnunu tıkayarak, tutarak geçtiği yetmezmiş gibi evinin içinde bile pislik, koku ile yaşamak zorunda bırakılıyorsa…

Çarşamba Değişmiyor.

Çarşamba’ da zihniyetler değişmiyor.

Bana Padişahlık ve krallık dönemlerinde anlatılan hikâyeleri anımsatıyor.

“Ey devletlüm sen çok yaşa…”

Bu kelimeyi deyip susacak, her türlü eza, cefa ve çileye katlanacak, devletlü ne verirse, ne emrederse ona göre yaşamak zorunda kalırsın.

Uymadın mı?

Devletlü emri ile; Kellesi vurula….