Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Doktorumuz KAN DÜŞMANIM MIŞ. Dikkat edin...

Doktorumuz KAN DÜŞMANIM MIŞ. Dikkat edin...

Sözlüğe baktım "Kan düşmanı" ne demek diye. Kan davası ile eş anlamlı idi ve “Geçmişte, aralarında kan akmış olmaktan kökleşmiş bir düşmanlık bulunan iki ailenin karşılıklı düşmanlık gütmesi” anlamına geliyordu.

“Sen benim kan düşmanımsın” diyordu hastanenin başhekimi/yöneticisi. Bu kişi doktor.  Acil bir durum olsa hastaneye düşsem o an orada ondan başka müdahale edecek biri olmasa müdahaleye geldiğinde benim olduğumu anlayınca beni ölüme terk edecek demek ki!.

Ettiği yemini unutarak. Allah düşürmesin...

Peki ben ne yaptım da bu 'DOKTOR' bana 'KAN DÜŞMANIMSIN' diyordu? Düşünüyorum hala Doktorum benin nereden ve nasıl, neden Kan düşmanım. Bu saatten sonra canımı (mızı) ona nasıl emanet edeceğiz?. Siz olsanız kan düşmanınıza canınızı teslim eder misiniz? Her neyse sadece akrabası olan belediye başkanını gazetemde evet eleştirdim. Farkındayım. Çarşamba şartlarında bu çok büyük hatadır. Ben kim, belediye başkanını eleştirmek kim? Bedeli ne kadar, ağır bakın ve görün!..

Şükürler olsun ki; hiç kimsenin kanını akıtmadım. Bedeli ne olursa olsun kimsenin de kanımı akıtmasına izin vermedim. Sadece yaptığım, işimin gereği olarak habercilik. İşim gereği yapılan güzel işlerin haberini yaptığım gibi yanlış yapıldığına inandıklarımın haberini yapmaktan da geri durmadım. Bu nedenle AFAROZ edildim. Ekmeğimle oynandı. Reklamlarım kesildi. Aboneliklerim iptal edildi ama olsun ben mücadelemden bir adım geri atmadım. Atmayacağım. Yıllarca Belediyenin hiçbir kurumuna girmeme izin verilmedi. Yaka paça dışarı atıldım. Parasını vererek bile olsa belediye tesislerine girip eşimle dostumla yemek yiyemedim. Sayın başkan öyle emretmişti çünkü.

Geçen hafta belediye başkanı ve hastane yöneticisi benimde davetli olduğum (tereddütlü gitmiştim) nişan töreni için Belediyenin işlettiği Göl restorana giriş yaptı. Belediye başkanı daha salona girişte beni görünce, Başhekim, ve düğün erkek tarafının sahibi olan Yüksel Bilgin ile Kız tarafının düğün sahibini alarak binaya telaşla girdi.

İçeri de bu 3'lü düğün kız tarafına ne söyledilerse çözemedim ancak, davetli olduğum Nikah töreninden benim acil çıkartılmamı emretmiş.  (Yine haberim yoktu, benim ilgim yoktu diyecektir ancak iyi okuyun anlayacaksınız) Biz bu esnada salonun dışında terasta bir masaya oturduk. Bu esnada belediye başkanının akrabası olan düğünde erkek tarafını temsil eden Yüksel Bilgin, masamıza gelerek yanına çağırdı. Başkan Bala konuşmak üzere gittiği sırada yanımızda ki  Okan Akkuş'u gönderdik. Ardından başkanın ağabeyi Mustafa Bala'yı yolladık ki haber geldi Başkan Bala'yı tartaklıyorlar haberi geldi. Anında olay yerine gittiğimizde çirkin ve saldırgan tabloyu görünce dehşete kapıldık.

 Bu arada olay yerinde Hastane yöneticisi Dr. Turan bilgin, "O bizim kan düşmanımız buraya giremez. Sana üç dakika süre veriyorum. O buradan çıkacak” tehditlerini savuruyordu. Adeta nişana DARBE vurdu. Tıpkı darbeci askerler gibi sağa sola emirler yağdırmaya başlamış, o muhteşem diktatörü andıran ve geri perdeden emir veren gizemli başkan ise olayların gerildiğini fark edince salonun arka kapısından 'DEMOKRASİ NÖBET' alanına kaçarak gittiğini öğrendik. Bizi davet eden Başkan ve ialesi ile olayı gören arkadaşlarım ise bu duruma çok üzüldü ancak biz onu daha fazla zor durumda bırakmamak için nişan alanını terk ettik.

Ülkede darbe girişiminde bulunulmuş. Millet darbeyi püskürtmüş meydanlar her gece demokrasi nöbetindeki insanlarla dolup taşıyor, belediye başkanı, ilçe başkanı ve akrabası hastane yöneticisi yöneticinin uğraştığına bakın.  FETÖ’ye bu kadar hiddetlendiklerine şahit olanınız var mı ? Ben hala hiç görmedim. Ama nasıl gelebilsinler ki!? Bize gelen haber bilgilerine göre Belediye Meclis Üyelerinden, ihale verdiği bazı firmalarla kol kola yıllardır olduğu gibi hala yürümeye devam ediyorlar.

15 Temmuz Cuma günü yapılan darbe kalkışması püskürtüldükten sonra meydanlara çıkıp Cumhurbaşkanımızın adı ile bol keseden atarak konuşmak en kolayı. Gidin meydanlara bakın daha düne kadar FETÖ içinde, görevlerinde yer alanlar bile meydanlarda demokrasi nöbeti tutuyor, demokrasi havarisi kesilerek Cumhurbaşkanının askerleri oldukları şovunu yapıyorlar.  

Cumhurbaşkanı sabah ışıyana kadar meydanları terk etmek yok diyor. Cuma akşamı ilçe başkanı mesaj atıyor “Genel başkan yardımcımız gelecek hemen meydana” diye. Dostlar nöbette görsün. Ancak bize gelen bilgiler doğruysa Sheraton da ki FETÖ sohbetlerine katılanların isimleri bu tablo ile hiç bir birini tutmuyor.

Tekrar gelelim nişan akşamına; yaşananlar için savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Her şey mahkemede netleşecektir.  

Bu durumu sosyal medyada paylaştığımda aman Allah’ım ne hakaretler ne sataşmalar başladı. Neymiş te FETÖ ile en büyük mücadeleyi başkan, hastane yöneticisi, ilçe başkanı yapıyormuş.  Hastane yöneticisi hastaneyi baştan yaratmış onları eleştiremezmişim. İsimleri araştırdığımda ise şok bilgilerle karşılaşıyorum. Hepsi mahkeme tarafından tespit edilecektir.  

Belediye başkanının ve ilçe başkanının bildiğim kadarı ile sosyal medya hesapları var. Girin bi göz atın 15 Temmuz öncesi paraleli/FETÖ’yü  eleştiren HİÇ bir paylaşımları var mı ? Ben göremedim isterseniz siz de girin bi göz atın varsa söz özür dileyeceğim.

Belediye başkanının 17-25 Aralık’tan, 2014 yerel seçimlerinden hemen sonra Nisan ayında paralel yapının içinde Cumhurbaşkanına en büyük hakaretleri yapan Asım Yıldırım’ın katılacağı “'Herkes O’nu Konuşuyor' programı için Cemil Şensoy kültür Merkezi’ni tahsis ettiği, bakan Çağatay Kılıç’ın durumdan haberdar olup başkanı ikaz ettiği ve trafo arızası gerekçe gösterilerek programın iptal edildiği Çarşambada herkesin malumu. Bu yer tahsisinin yerel seçimlerde paralelin desteğini almak için seçimlerden önce yapıldığın söyleniyor.  

2014 Mart’ta yapılan belediye seçimlerinde belediye meclisine paralel yapıya mensup kişilerin alındığı, bunların sayısının en az beş olduğu ve mecliste aktif görev aldıkları herkesin dilinde. 

Bir üst düzey AKPARTİ ilçe yöneticisinin memur olan eşinin 15 Temmuz’a kadar paralellerin / FETÖ’nün sohbetine ve faaliyetlerine gitmeye devam ettiği onlardan hiç ayrılmadığı, FETÖ nedeni ile görevden alınanların bunu ilgili yerlere ilettiği “bizi görevden aldınız ama o da bizden biri hiç bizden ayrılmadı ki o neden göreve devam ediyor” dedikleri, bu konuda ihbarda bulunacakları, hatta ellerinde bilgi ve belgelerin de olduğu gerekli yerlere iletecekleri söyleniyor. Önümüzdeki günlerde her şey ortaya çıkacaktır. Az kaldı.

Paralel yapıya mensup işadamları derneğinin yönetiminde olan bir meclis üyesinin bana “kan düşmanımsın” diyen hastane yöneticisi ile Çarşambaspor yönetiminde görev aldığı da söyleniyor.

Bu arada bir devlet memurunun Çarşambaspor’un başında olmasını nasıl karşılıyorsunuz.? Çarşambaspor’da görev almak mesai ister. Para ister. Yıllık 200-300 bin TL bütçe ister.

Hastane yöneticisi bu parayı nereden bulacak? Mesaisini hastane için mi harcayacak yoksa Çarşambaspor için mi? Eğer mesaisini hastaneye ayıracaksa Çarşambamızın markası gururu Çarşambaspor'a vakit ayırmayacak demektir ki yazık değil mi Çarşambaspor’a. O kadar görev almak isteyen iş adamı var iken neden bir memur ve neden başkanın akrabası.

Eğer Çarşambaspor’a vakit ayıracaksa hastaneye yazık değil mi ?

Birileri “sen başhekimin hastanede yaptıklarından haberdar mısın?” diye soruyorlar. Hastane yöneticisinin görevi 1985’yılında yapılmış hastanede sürekli iyileştirmeler yapmak mıdır (ek bina için depreme dayanıklı olmadığından yıkılma kararı var iken)  yoksa arkasında bu kadar büyük siyasi güç var iken temeli 2012 de atılan ancak şu an temelinde ineklerin otladığı yeni hastane binasının yapımını hızlandırmak mıdır?

Eski hastanede yapılan iyileştirmeleri kimlerin yaptığı da mutlaka araştırılmalıdır. Bu kişilerin hem ilçe teşkilatında görev alan hem de bir önceki Çarşambaspor yönetiminde görev alan kişiler olduğu söyleniyor.

Bugünlük bu kadar.

Bugünkü yazımızı sonlandırırken “Erol haklı olduğun çok yer var ama ne yapalım biz ilçe teşkilatını karşımıza alamayız,  belediyeden, hastaneden ekmek yiyoruz ve sana tavır almak zorundayız” diyenleri de şuraya not düşelim.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi