Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Dilenci de TEHDİT ederse biz ne yapacağız?!..

Dilenci de TEHDİT ederse biz ne yapacağız?!..

 

Hani bir söz vardır?. Bazen bunlar pişmanlık ifadesidir.

“KEŞKE SÖYLEMESEYDİM, YAPMASAYDIM”.

Biz bunları söylemeyeceğiz. Biz 2003 yılından bu yana her yıl içimiz yana yana BAL liginde mücadele ettik. Daha düne kadar o kadar sıkıntı, badire atlattık ki. Bu takım sahipsiz, başıboş bırakılmışken bizler birkaç arkadaş çıktık haber yaptık takıma birilerinin sahip çıkmasını sağlayarak bu günlere getirilmesini sağladık.

Elbette ki arada başka sıkıntılar oldu boşluğa düştü Çarşambaspor.

Ama hiçbir dönemde bizler unutmadık, taraftar unutmadı, taraftara kızılmadı.

Kızanlar bile bunu perde arkasından idare etti kimsenin ruhu bile duymadı ve geldik hedefimiz olan 3. lige.

Bu ligin başlamasından önce Hancı Hocanın bu yükü kaldırmayacağı konuşulmaya başlanmıştı. Hatta 3.ligde 3 haftaya kadar müsaadede eden oldu, ilk 5 haftayı işaret edenlerde…

Vee 5. hafta da Afyon bizim takımı mı uyuşturdu, yoksa uyuşukluktan ikinci narkoz mu etki etti çıktık bilemiyorum.

Ve sonunda dün İBRAHİM HANCI İSTİFA ETTİ. Kendisine belki de en acımasız eleştiriyi adam gibi dobra dobra yapanlardan birisiyim. Öyle kapı arkalarından konuşmadık, yazdık. Bu noktada tek isim vermedik haberciliğin özelliği de budur. İsim vermeyeceksiniz ki size güven duyulacak. Önünüze gelenin adını verirseniz güveniniz, itibarınız kalmaz.

Her neyse geldi geçti. Ben özellikle dün de belirttiğim gibi Hancı’yı seviyorum. Ama hatasında da en acımasız eleştiriyi yaptım. Bundan sonra da kim olursa yaparım.

Hancı hocama bundan sonra ki hayatında başarılar dilemeden önce, geçmişte özverili şekilde verdiği tüm hizmetlerine teşekkür ederim.

O yeri geldi temizliğe baktı, başkanlığa baktı, yönetici oldu velhasıl takımın her şeyi oldu. Ancak Teknik Direktör bu yıl nedense bir türlü olamadı.

O nedenle bu yıl ağır yükte Hocalığa sıra bulamayınca kaçınılmaz son geldi ve istifasını verdi.

Gelecek yeni hocaya Allah kolaylık versin. Ama önce Çarşambaspor takımımızı 3. ligde layık olduğu yerlere getirsin o yeter.

Bu kadar spor yeter.

****  

Dün İlçemizin haftasıydı malumunuz.

Sokaklarda dilenciler cirit atıyordu. Kaymakamlık binasında ki işim için gidip dönerken, elinin birisi sakat görünen dilenci yalvar yakar para topluyordu. Biranda önümde geriye döndü ve sakat olan kolunu oynatarak saatini sakladı tam yanından geçerken ve sonra başladı dilenmeye.

Tam o sıralarda bilmezdim ki başka bayan dilenciler bizim Muhabirimizi tehdit ediyor?

Bayan dilenciler bayan muhabirimizin karşısına geçip, “Ben katilim ve peşimde birileri var. Sende beni takip etme, fotoğrafımı çekme görürse beni bulur o zaman senin için iyi olmaz” demiş.

Yok ya!. Bizde Yedik…

Katil olacaksın, arkanda birileri takip edecek, koskoca şehrin göbeğinde kaçacağına dileneceksin. Bunun adı bal gibi TEHDİT değil de nedir?

O arkandakiler sen dilenirken seni gözetleyip size sataşanları mı ortadan kaldırıyor yoksa?

Her neyse bu noktada asıl sorun Belediyede.

Tarihi köprüde o kadar dilenci var nerede yetkililer. Bir tanesi çıkıp demiyor ki Zabıtalara: Bırakın Pazar yerinde ki düzeni sağlamayı, fiş kesmeyi. Bazılarınız gidin köprüde, Pazar içinde, PTT önünde velhasıl ilçenin her yerinde dilenenleri toplayın getirin yasal işlem yapın yaptırın”

Herkes uyuyor.

Elin dilencisi bilmem nereden gelip Çarşamba’da fink atıyor dileniyor, askıntı oluyor garibim insanlara…

Sonra onlar harbiden dilenmeye mi geliyor diye sormadan da edemeyeceğim.

Yahu bu ilçeye kim girer, çıkar kontrol edilmez mi?.

Hırlısı var, hırsızı var bilmem neyi var.

Oldu bizler tehdit ediliyoruz edilmesine de.

Dışarıdan gelenler de sanırım bizim insanımız gibi gazetecisine sahip çıkmıyor aksine kötülüyor, tehdit ediyor.

Hani moda ya!. “Bu, bu, bu haberleri yaparsan …..” “Akıllı ol bu haberden uzak dur, filanca ile ilgili haber yapma yaparsan…”

Gerisini ben yazmıyorum birileri anlaşmıştır.

Eee kendi insanımız sahip çıkmaz tehdit vari konuşursa elin dilencisi bile gelip bizi tehdit eder. Kaldı ki haber alma ve haber verme özgürlüğümüz nerede kaldı anlayamadım gitti.

Bu ilçenin protokolü birkaç toplantıda herkesi toplantıya çağırdığında üç beş toplantıda bu ilçenin televizyonunu, gazetesini, radyosunu sahiplenirse, onların haber alma hakkının gasp edilmesi, haber verdirmemek için her yolun denenmemesini sağlarsa…

İşte o gün güçlü basını ile güçlü Çarşamba’ya, huzurlu ilçeye kavuşuruz.

Yoksa ki gelen protokol basını dışlar görmezden gelirse onlar kendi değerine sahip çıkmasa dilenci de, hırsız da tehdit eder.

Ya düşünün. Katiller sıraya girerse biz ne yapacağız. Dava açsan da delil yetersizliği…

Çünkü her zaman kamera, şahit olmuyor. Hırsıza, tehdide delil mi bulunurmuş. İşte meselemizin asıl köklü sorunu bu noktada. Bakalım bundan sonra kim bize sahip çıkacak, kim dilencileri toplayıp ilçeden atacak.

Bekleyip göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi