Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Çok sıkıntı çekersin açma şu gazeteyi!

Çok sıkıntı çekersin açma şu gazeteyi!

     Hayat bir mücadele arenasıdır. Ne kadar vurgun yerseniz yiyin, ne kadar önünüze set örülürse örülsün,

ne kadar zorluk, eza, cefa çekerseniz çekin asla yolunuzdan dönmeyin...

Doğru olanın Allah yar ve yardımcısıdır...

      Rahmetli babam Gazeteyi ilk açtığımda şöyle demişti: "Gazetecilik bizim ailemize ve senin kişiliğine göre değil. Çok sıkıntı çekersin açma şu gazeteyi".

     Gazeteyi açtıktan sonra, olmadığım yerler de hep ardımdan koşunların olumsuz muhabbetlerine Babam şahit oldukça üzülürdü. Ama arkamdan savunurken, yüz yüze geldiğimiz de Gazete nedeni ile hep kızardı.

      Derdi ki; "Oğlum her doğru her yerde söylenmez" Yetmedi devam ederdi,  "Oğlum sen yalan konuşmadıkça düşmanın artar, dostun kalmaz."

      Dediklerinin hepsini görüyorum, yaşıyor ve yaşayacak gibiyiz. Ama son nefesini vermeden bir hafta kadar önce hastane odasında yanına çağırıp, yanımız da hiç kimse kalmadığı bir anda aramızda şöyle bir muhabbet geçti...

      "Oğlum anlaşıldı sen doğruları söylemekten vazgeçmeyeceksin. Ama en azından her doğruyu her yerde söyleme ve gazetede yazma! Bunlar çok güçlü oğlum seni ekmeğinden ederler!"

      Kendisine, "Baba doğru konuşmayı bana sen öğretmedin mi? Neden şimdi doğrudan vazgeç veya her yerde konuşma diyorsun" dedim.

      Babam, "Oğlum zaman değişti, insanlar değişti, dünya değişti. Doğrulardan çok çıkarlar ön plana girdi. Çıkarına dokundukların seni ekmeğinden ederler susmasını yazmamasını öğren!"

      Babama dönüp ve dedim ki; "Baba doğruları söylemek suç idiyse neden yıllarca bana OĞLUM ÖLECEĞİNİ BİLSEN DE DOĞRU SÖYLEMEKTEN VAZGEÇME diyen sendin. Şimdi ne değişti babam" dediğimde döndü ve gülümseyerek,

      "Oğlum, oğlum anlaşıldı sen bu sevdadan dönmeyeceksin. Ama bildiğini yap oğlum. Ama şunu iyi bil ki; Çok sıkıntı, dert, iftira ve baskı göreceksin. Çok yorulacaksın, bunalacaksın. Ama Allah'ın izni ile sonun da güzellikler seninle olacak. Allah'ım yolundan ayırmasın seni evladım. Allah gönlüne göre versin" dedi.

      Şükür babam, atam, ne öğretti ise aynen sekte vermeden devam ediyorum. Devletin devlete borcu var. İnsanların birilerine borcu olsa ne yazar?

      Allah' a ve onun emrettiği gibi, "Mahşer günü hesap için huzura çıktığımız da insanların haklarından, yalan konuşmaktan, Allah'a isyandan ve nefis terazisinden hesap vermeyelim yeter..."

      Şimdi mücadeleye şükür aynı kararlılıkla devam ediyoruz.  Kim ne derse desin, kim hakkımızda hangi kararı verirse versin. Doğru olandan ve mücadeleden dönmek yok...

      Bu işten ya devletimin ya da rabbimin izni ile kurtulacağız. En azından Allah'ın huzuruna huzur içinde gideceğiz. İkisine de razıyım. 

Atasözün de dediği gibi: " Kurt kışı  geçirir  ama  yediği  ayazı asla unutmaz. "

     “İki kurbağa derin bir yoğurt kovasının içine düşer. Biri birkaç çırpınıştan sonra, sıçrayarak kovadan kurtulamayacağına karar verir; bir an önce ölüp kurtulmak için çırpınmayı bırakır ve boğulur.

     Diğeri ise hayatını son nefesine kadar canını korumak için, elinden gelen her şeyi yapmaya azmeder. Sıçrayarak çıkamaz ama ısrarlı çırpınması ayaklarının altında ummadığı şekilde tereyağı adacığı oluşturur ve üzerine çıkıp tutunur. Ev sahibi gelince de kurbağayı kovadan kurtarıp dışarıya atar."
     Çileli hayat bizi dalgalar halinde birbirini izleyen çukurların içine düşürür. Sağlığımız, paramız, eşimiz, işimiz, arkadaşımız çilemize dönüşebilir. Hiçbir çile dalgası kalıcı değildir.

Yılmamalı, yıkılmamalı insan. Sabretmeli, direnmeli, çırpınmalı, bir çırpınma şekli sonuç vermiyorsa başka bir çırpınma şeklini keşfetmeye çalışmalıdır. 
     Hayatı hareketlendiren, çilelerin yaşattığı canlılık çırpınışıdır. Hatta hayat harekettir. Nehir kokuşmaktan hareketle kurtulur. Huzur ve sağlık hareketle beslenir. İnsan yaşlandığı için durağanlaşmaz aslında, durağanlaştığı için yaşlanır. 
      Kısaca huzur, bereket ve başarı her zaman zora talip olanlara taliptir. Öyleyse amacınız daha iyi sonuçsa siz de zoru seçin, zoru sevin ve zorlukla savaşın.” 

      Biz bu duygu ve düşüncelerle sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi