Türkiye’de tarım sektörü, yıllardır finansal zorluklarla boğuşuyor. Mazot, gübre, ilaç derken maliyetler çiftçinin sırtına ağır bir yük bindiriyor. Peki, çiftçi bu yükü nasıl hafifletiyor? Cevap: Tarımsal krediler. Ancak bu krediler her zaman kurtarıcı mı, yoksa yeni bir borç sarmalı mı yaratıyor? Gelin, meselenin derinlerine inelim.
Tarımsal Kredi Nedir, Kimlere Verilir?
Tarımsal krediler, çiftçilerin üretim maliyetlerini karşılaması için verilen düşük faizli veya sübvansiyonlu kredilerdir. Genellikle Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kamu kurumları tarafından sağlanır. Bunun yanında özel bankalar da tarıma yönelik kredi paketleri sunar, ancak faiz oranları genellikle daha yüksektir.
Bu krediler;
• Tarla, sera, hayvancılık gibi üretim yatırımları için,
• Mazot, gübre, yem, ilaç gibi girdilerin alımı için,
• Makine ve ekipman alımları için kullanılabilir.
Faiz Oranları ve Geri Ödeme Şartları
Devlet destekli tarımsal kredilerde faizler piyasa oranlarına göre daha düşüktür. Örneğin, Ziraat Bankası’nın 2024 yılı itibarıyla %0 ila %14 arasında değişen faiz oranlarıyla kredi sunduğu biliniyor. Ayrıca bazı kredilerde faiz sübvansiyonu uygulanarak çiftçiye %50’ye varan faiz indirimi sağlanabiliyor.
Ancak burada kritik nokta, geri ödeme planlarıdır. Çoğu kredi yıllık veya hasat zamanı ödeme şartıyla verilir. Yani çiftçi, ürünü sattıktan sonra borcunu öder. Ama eğer ürün fiyatları düşerse veya rekolte beklendiği gibi olmazsa, bu borç çığ gibi büyüyebilir.
Borç Kapanıyor mu, Yoksa Katlanıyor mu?
Resmi verilere göre Türkiye’de çiftçilerin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcu 300 milyar lirayı aşmış durumda. Bunun büyük bir kısmı ödenemeyen krediler ve yapılandırılmış borçlar. Yani çiftçi, yeni krediyle eski borcunu kapatıyor ve borç sarmalından çıkamıyor.
Örneğin, geçen yıl 100 bin lira kredi çeken bir çiftçi, bu yıl faiz ve diğer maliyetlerle borcunu 120 bine çıkarıyor. Hasat zamanı beklediği geliri elde edemezse, borcunu ödemek için tekrar kredi çekiyor. Ve böylece borçlanma kısır döngüsü devam ediyor.
Çözüm Ne Olmalı?
1. Faizsiz veya çok düşük faizli kredi imkanları artırılmalı.
2. Borç yapılandırmaları daha uzun vadeye yayılmalı.
3. Sigorta sistemleri güçlendirilerek, çiftçinin doğal afetler karşısında koruması sağlanmalı.
4. Kooperatifçilik teşvik edilmeli ve çiftçilerin birlikte hareket etmesi sağlanmalı.
Sonuç olarak, tarımsal krediler çiftçi için hem bir can simidi hem de yanlış kullanıldığında bir batak olabilir. Önemli olan, bu kredilerin doğru yönetilmesi ve çiftçiyi borç batağına sürüklemeyecek şekilde düzenlenmesi. Yoksa krediyle hayatta kalmaya çalışan çiftçi, bir gün tamamen üretimden çekilmek zorunda kalabilir. İşte o zaman hepimiz için çok geç olabilir.