Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Çarşamba Şeker Fabrikamıza sahip çıkın!

Çarşamba Şeker Fabrikamıza sahip çıkın!

Belki bir haberi hiç bu kadar önemsemedim desem yalan olmayacak.

Hani bazıları Çarşamba denilince aklına o unutmaya ve unutturmaya uğraştığımız namı ile anılmayı maharet sayar ya!..

Biz de Çarşamba denildiği vakit, çiftçisi, Şeker Fabrikası, fındığı, mısırı, modern ve sosyal hayatı, turizmi, olan ve hala ayağa kaldırılmayan tarihi eser ve alanları ile anılmayı istiyor ve destekliyoruz.

O nedenle Karadeniz bölgesinde kurulan Mobil Santral, HES bilmem ne gibi daha çok kanserojen üreten sanayi bile denilmeyen kurumlar yapılacağına ve destekleneceğine;

Var olan ve 1973 ten bu yana temeli atılmış 1989 yılında Türkiye’nin en modern Şeker Fabrikası olarak üretime kazandıran ve büyük girdi sağlayan Fabrika AB ve ABD kotaları ile bitirildi.

Farkında mısınız?

Üreten Türkiye olmaktan çıkartılarak tamama TÜKETEN bir Türkiye olmaya son hız gidiyoruz.

Şükür Başbakan Erdoğan geçenlerde bir babayiğit, cesaretli bir iş adamı arıyorum dedi.

Ne için.

Yerli üretim Otomobil için.

Var mı?

Türkiye’ de ki çoğu büyük firmalar, holdingler zaten Yurt dışında ki ve hatta bizden daha büyük hasarla dünya savaşlarından çıkan Japonya, Almanya, Çin, Fransa, İtalya gibi ülkelerin otomobilleri için Ülkemizde fabrikalar kurup üretim yapmıyor mu?

Ne için elbette ki holdinglerinin karına daha çok kar katmak için değil mi?

Bu yıllardır yurt dışına giden sermaye ile Türkiye kendi değerlerine sahip çıkarsa neden olmasın.

Tıpkı bu düşüncemiz gibi Şeker Fabrikalarımızda üretilen şekerlerimizle birçok dünya ülkesine geçmiş yıllarda şeker gönderen Türkiye, son dönemde tüketen toplum ve özelleştirmeler dolayısı ile üretimden uzak hazırı tüketen toplum haline getirildiğimizi fark etmiyor muyuz?

Televizyon, bilgisayar, otomobil velhasıl her şeyimiz yurt dışından geliyor. Mobilya bile gelmeye başlamadı mı, gelmiyor mu?

Ağaçları bol ormanlık olan Türkiye’miz mobilyasını da artık dışarıdan alınca…

Sıraya şeker, çay, pirinçlerini de üretimden uzaklaştırarak dışarıdan getiren ve tükenten toplum oluşturulmaya hızla ilerliyor. Terme pirinci de bitirildi, Rize çayımızda…

Mobil santrallerle, HES’ lerle. Yalan mı?

Şimdi düşünün 8 yıl Irak’la savaşan ve son yıllarda AB ve ABD ambargosuna muhatap olan İran’ dan ülkemiz şeker alacak hale geldiyse…

Atom bombasının acısını hala unutmayan ülkelerden araç, bilgisayar, cep telefonu alıyorsak,

Birlikte girdiğimiz dünya savaşından bizimle birlikte acı ve büyük zayiatla çıkan Almanya’ dan otomobil getiriyorsak,

Suçlusu biziz. Kendi milletimizin çalışması yerine, tembel bir nesil üretmemizden başka suçlu var mı?. Bunun bahanesi başka sebebi var mıdır ki?

Çocukluğumda Bulgaristan elektriği kestiği vakit karanlıkta kalıyorduk. Bu gün üreterek yurt dışına veriyoruz.

Demek ki kendi değerlerimize sahip çıkıp kollamak durumundayız.

O zaman AB ve ABD nin kotalarını tınlamayacak, poları düşük hikâyelerini bir kenara bırakıp ÇARŞAMBA ŞEKER FABRİKAMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ.

Çıkmalıyız ama bu gün yani bu yıl kampanya yok, işçiler başka illerde ki fabrikalarda iş başı yaptı. Çarşamba Şeker Fabrikasını boş boş yatırıyorlar. Sonra da zarar ediyor deniliyor. Eder elbette ki. Siz kota koyarsanız, siz taban fiyatını habire aşağı çekerseniz, alternatif ürün hikayesi ile şeker pancarını unutturursanız eken olmaz, fabrika da zarar eder.

Sonra da kamusallaşmadan çıkartıp özelleştirelim devam eden eder etmeyen dilediğini yapar deniliyor. Biz hiçbir zaman Şeker Özelleşmesin demiyoruz ki!?.

Başbakanımız güzel yapıyor yapmasına ancak;

Özelleşirken alan firma Şeker fabrikasını arazisi hayrına hayaline alıp 2-3 yıl sonra silah fabrikası, büyük alış veriş mağazası haline getirmesin yeter.

Özelleştikten sonra da Şeker üretmeye devam etmesini sağlamaktır amaç.

Kaldı ki Suluova Şeker Fabrikası yıllar önce özelleştirilmiştir. Ama hala şeker üretiyor. Hem de yerli sermaye ile. Hem de kendi kooperatifine satarak özelleştirildi.

Bizim Çarşambalı işadamlarımız birleşip bu fabrikayı alıp Özelleştirerek şeker üretimini sağlayamaz mı?

6+2+1 milletvekillerimiz bu Şeker Fabrikası için anla başla mücadele etmelidir…

Bu konu bir kere daha çok iyi düşünülmeli.

Bu fabrikanın kapanmaması için mücadeleye daha dik devam etmeli ve tek yürek olmalı Çarşambalılar ve Samsunlular…

Daha ne diyelim ki.

Çarşamba ve Karadeniz bölgesinde bu farikamızdan başka büyük sanayi fabrikamız var mı?, yoksa kaldı mı sorusunu sormadan edemeyeceğim.

İyice düşünmek ve bu fabrikanın heba olmasını, trilyonlarca liralık harcamanın, yatırımın yine bizim cebimizden verilen vergilerle yapılan bu devasa yatırımı kapatılmasına engel olalım.

Yoksa ki bizler vergi vermeye, dün yapılanı yarın gelen de kapatmaya hızla devam edecektir.

Vee ağzımızın tadı kaçacaktır. O nedenle diyorum ki ağzımızın tadı kaçmadan Şeker fabrikamıza sahip çıkın…

Bizden söylemesi…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi