Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Çamurla uğraşan, çamur deryasında boğulacaktır unutmayın

Çamurla uğraşan, çamur deryasında boğulacaktır unutmayın

Dün uzun süreden sonra merhaba derken köşe yazımızı HSYK'nın atamalarında ki vatandaşlara ve bizlere göre yanlışlıklarını kendimizce, eleştiri veya yorumlara ayırmıştık. Bu köşe yazımıza olumlu olumsuz elbette ki tepkiler geldi. Ama inanın olumlu gelenleri daha fazla. Elbette ki herkesin seveni de sevmeyeni de vardır. Hele ki bu ilçede bir makam veya görevde iseniz eleştirinin dozu da artar.

Mesela Başsavcı Mehmet Emin Kurt'un ataması sonrasında kendi sosyal paylaşım sitesinde yazdıklarını bazı çevreler alarak farklı alanlara çekecek şekilde yıpratıcı haberlere imza atamayı o kadar çok heyecanla bekliyormuş ki, şaşırmamak elde değil.

Edindiğimiz bilgilere ve araştırmalarımıza göre Başsavcı Kurt, hakkında olmadık iddialar ve ithamlar olmuş. Yargı da bir olay vardır. Bir kişinin suçu ispat edilene kadar suçsuzdur karinesi. Bunu birileri unutmuş ola sanırım. Çünkü HSYK'nın atamasını eleştirebilirsiniz ama çıkıp bu güne kadar yaptığı başarılı hiç bir dava dosyası bilinmiyor derseniz işte en büyük hataya ve yanılgıya düşersiniz. Hele ki ÇTSO Başkanının oğlunun nişanında iddialara göre havaya ateş açılmış Başsavcı ve İlçe Kaymakamı duyarsız kalmış. Hele hele Başsavcı Kurt'tan sonra sıranın İlçe Kaymakamı Caner Yıldız' da olduğu iddiaları da ayyuka çıkartıldı. Şimdi birileri çıkıp bu iddiaları yapanların geçmişte yaptıklarını ayyuka çıkartsa ne olur?.

Veya tam aksine çıkıp İlçe Kaymakamı Caner Yıldız ve Başsavcı Mehmet Emin Kurt o konu ile ilgili soruşturma başlatıldı ve dosya sonucu ortadadır derse hiç yüzleri kızarmayacak mı?. Biz kimsenin savunucusu veya sözcüsü değiliz. Ama ortada bir gerçek varken, ortada yarım asırdır soğuk yüzlerle, halkın içinden salgın hastalık varmış gibi kaçan yargı, asker, polis yetkililerine inat son yıllarda yargı, asker, polis gibi yetkililer halkın içine girerek, sosyalleşerek sizden farkımız yok. Yargının yüzü de, içi de soğuk değil. Suç olmadığı sürece herkesle eşit, herkese kapımız açık mesajı vermeleri mi suç oldu. En azından ben şahsen hem Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Sayın Kemal Subaşı'nın, hem Başsavcı Mehmet Emin Kurt ile birlikte diğer ilçe yöneticilerinin kah halkın içinde, kah bir sosyal etkinlikte boy göstermelerinden büyük haz duyuyorum.

Ne o eski Sovyet soğuk demir perde ülkelerinin yöneticileri gibi halktan kopuk, kapılarının ardında ne yaptıkları belli olmayan, halkın içine girmeyen herkesin korktuğu yöneticilerden mi olmaları bekleniyor. Yoksa o ithamları yapan veya ortaya atanların çıkarına mı ters geldi bu davranışları. Hele hele paralelci diyerek kısa yoldan insanların makamlarını, mevkilerini ve ekmeklerini ellerinden almaya çalışmak kadar bana göre adi bir davranış yoktur. Kaldı ki HSYK hiç bir açıklama da bulunmadı. Yani biz onlarca Başsavcı ve ACM Başkanlarını paralelci oldukları için düz savcı, hakim yaptık da demedi. Birileri neden avuçlarını ovuşturma ihtiyacı duyuyorlardı anlayamadık gitti.

Her neyse sonuçta bana göre son yıllarda en güzel hizmetleri yapan, en güzel görevleri yapan, halkla iç içe olan, devletin sıcak yüzünü, kapısının açıklığını, görev bilincinin dostluklarla ayrıştırılabileceğini gösteren isimler haklı ya da haksız şekilde devletin resmi hükmü çerçevesinde yeni görev yerlerine atamıştır. Başsavcı ve ACM Başkanını düz hakim ve savcı olarak atamasını eleştirebilirsiniz ama insanları suçu, bucu, paralelci, falancı diyerek ötekileştirmeye başladığınız vakit devlet erki zarar görür.

Herkes oturup şapkasını önüne koyup derin derin düşünmelidir ki yeniden bu ülke 80 öncesi durumlara veya kardeşi kardeşe, devleti siyasete, siyaseti halka düşman etmesin. Çünkü bu durumlardan hepimiz zarar görürüz. Geçmişte acı örneklerini yaşadık bir daha yaşamayı Allah nasip etmesin.

O nedenle diyorum ki Başsavcı Mehmet Emin Kurt ve ACM Başkanı Kemal Subaşı'nın görev süresi dolmuş ve atamaları yapılmıştır. Bürokraside her şey olur. Kaldı ki yargı içinde istendiği anda istenen kişiler Başsavcı veya ACM Başkanı olarak atanır istendiği anda da düz görevlerle görevlendirilirler.

Her ne kadar etik açıdan herkesin denk göreve atanması elbette ki beklenebilir ama devlet her şeyi en iyi bilendir. Aksi varsa tepkileri de hak arama yolları d işletilmeye başlatılabilir. Bu nedenle kimse hiç bir olay üzerinden rant elde etmeye uğraşmasın. Onların ataması çıktı sıra Kaymakam Yıldız' da diye bekleşenlere de şunu açıklayalım. Kaymakam Yıldız kendince bir yöneticidir. Devletin görevini yapıyor başkası gibi değil olamaz, hele hele her önüne gelenin istediği gibi de ilçeyi yönetemez. Kanun, yönetmelik var. Aynı şekilde Sayın Başsavcı Kurt'ta başka bir başsavcı değil. Kendisi gibi geldi ve geldiği gibi bana göre görevini layığı ile yaparak gidiyor. Göğsünü gere gere hem de. Birileri çamur attı diyerek o altın çamura batmaz unutmayın. Tam aksi o çamur kendi üzerlerine sıçradığı gün göreceğiz çırpınmaları. Her Kaymakamın kendince bir yönetim ve halka diyalog şekli vardır sevin sevinmeyin. Ama devlet erki görevini bilir yapması gerekeni vaktinde yapar. Gerisi onun bunun boş hayal ithamlarıdır ki boşa kürek çekmeyin. Önce kendinizi düzeltin. Aksi takdirde eleştiri ve yorumların tadını tuzunu kaçırdığınız vakit devlet gerekeni yapar. Üzülmek başka iş, çamurdan kendine paye biçmek bam başa bir iş. Sizin bataklığınız da kuruyacaktır. O zaman bu insanların yüzüne nasıl bakacaksınız merak ediyorum.

Bu memleketten güzel onlarca insan geldi geçti, bundan sonra da gelip geçecektir. Yeter ki sizin kalbiniz, diliniz ve gözünüz temiz düzgün ve ahlaklı olsun. Çamurla uğraşan, çamur deryasında gün gelir boğulacaktır unutmayın.

Mutlu ve (sağ)- lıcakla kalın...    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi