“Bu utancı ne kadar taşıyacaksınız?”

“Bu utancı ne kadar taşıyacaksınız?”
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, tutukluğunun 1’inci yılında yazdığı mektupta Silivir’de adil bir yargılama sürecinin yaşanmadığını belirterek, “Bu utancı ne kadar taşıyacaksınız?” dedi

 

“Bu ayıbı daha ne kadar taşıyacaksınız?” sözleriyle mektubuna başlayan İlker Başbuğ, “Dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay Başkanı görülmemiştir. Ancak, bu utanç verici ayıp 6 Ocak 2012 günü Türkiye’de yaşanmıştır. Türkiye’nin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutuklanmıştır. Türkiye’de yaşanan bu durumu demokrasinin bir zaferi olarak değerlendiren cahiller, aslında bu suçlamanın siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir itham olduğunu bile anlayamamışlardır. İlker Başbuğ ve arkadaşları ne yapmışlar da bu suçlama ile karşı karşıya kalmışlardır?” dedi.

Tutuklanmasıyla ilgili olarak, “İşte size bazı deliller(!)” diyen Başbuğ, “Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde, terörle mücadelenin daha etkin olarak yürütülebilmesi için hayati ve kalıcı adımlar atılmıştır. Komando tugaylarının profesyonel hale getirilmesine başlanılmış ve bu proje 2010 yılında tamamlanmıştır. Terör bölgesinde görev alacak bütün personelin Eğirdir’de dünya standartlarında eğitim alması sağlanmıştır. HERON İnsansız Hava Araçları, ilk defa 2006 yılı sonbaharında kullanılmış ve örgüt üzerinde şok etkisi yaratılmıştır. Yeni yapılanma, yeni teçhizat ve malzemenin kullanılmasıyla, gömülü patlayıcı maddelerin bulunma oranı yüzde 70’lere yükseltilmiştir. Ağır kış şartları altında, bütün yabancı orduların gıpta ile takip ettiği, çok başarılı bir sınır ötesi harekât icra edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı görevine başlar başlamaz terörle mücadele alanında yapılması gereken çalışmalara hız verilmiştir. Bu kapsamda; Başbakanlıkta düzenlenen ve günlerce süren toplantılara katılınmıştır. Anayasa’ya göre milli güvenliğin sağlanmasından sorumlu Bakanlar Kurulu’na terör brifingi verilmiştir” ifadelerini kullandı.

Başbuğ sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisi olan sivil toplum örgüt yöneticileri ile 4 Ekim 2008 günü Diyarbakır’da bir araya gelinmiştir. Terörle mücadelenin ana prensipleri, Türkiye’de belki de ilk defa, ilgili makamlarla ve kamuoyuyla paylaşılmıştır: Terörün ortadan kaldırılması sadece güvenlik alanındaki mücadele ile olmaz. Devlet; güvenlik, ekonomi, sosyo-kültürel, psikolojik harekât ve uluslararası alanlarda koordineli ve paralel hareket etmelidir. Bu amaçla, müsteşarlık seviyesinde yeni bir yapılanma kurulmalıdır. Örgüte katımların engellenmesi için, katımları organize eden şehir örgütleri ortaya çıkarılmalı ve etkisiz hale getirilmelidir. Dağ kadrosunun örgütten çözülmesini sağlayacak şekilde yasal düzenlemelerde bazı değişiklikler yapılmalıdır. Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığının etkisiz hale getirilmesi için, Irak Merkezi Yönetimi ve özellikle Kürt Bölgesel Yönetimi zorlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti kültürel alanda özgürlüklerin önünü açmalıdır".

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Güncel