Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Bu haber hiçbir yerde yoktu!?. Hala da yok.

Bu haber hiçbir yerde yoktu!?. Hala da yok.

 

Salı günü sizlere manşetten verdiğimiz ve hiçbir yayın organında olmayan haber günlerdir Çarşamba ve hatta Samsun gündemini meşgul eden AK Parti Çarşamba İlçe Kongresinin YSK’dan çıkacak sonuç haberi idi.

Bilirsiniz ki haber alma yeteneğimizin fazla olması ve kulaklarımızın çok hassas olması nedeni ile bizim “HABERCİ UÇAN KUŞLAR” internet ve cep telefonlarından da hızlı çalışıyor. Sağ olsunlar teşekkür ediyorum onlara. Onlar da olmasa bu meslek zor yapılır.

Şimdi bu haberi yaptığımız gün itibari ile okuyan bazı aklı evveller yine mangalda kül bırakmadı. Bu konuda iddiaya girdim ve haklı da çıktım bile.

Tamam, YSK ‘ya gitme konusunda İlçe Başkanı Mehmet Köse ve yöneticileri çok uyanık davrandılar. Bunu kabul ediyorum. Çünkü Çarşamba ve Samsun’ da her ne yaşandı ise Ankara boyutunda çok kıvrak zekâ ile iş yaptılar. Dedikodu mekanizmasını en azından mükemmel susturdular.

Biz bile bu nokta da bir ara ofsayda düşmedik dersem yanlış olmayacak.  Ama bazı dostlar bize YSK ya müracaatın olduğunu söylediği andan itibaren bizde hedefimizi buraya diktik. Ve takibe devam ettik.

Birazcık son haberin gelişinde yaramazlık yapmadım dersem de yalan olur. O nedenle o kişiden özür diliyorum. Kim olduğunu kendisi anlayacaktır. Her neyse konuya gelelim.

Salı günü saatler 15.02 yi gösterdiği esnada çalan telefonumda ki o efsunlu ses müjdeyi verdi. Bu müjde bize değildi ama bizim için haber müjdesi idi.

Gelen efsunlu seste ki şahıs dedi ki: Erol bey, Çarşamba AK Parti kongresi için YSK’ ya yapılan itiraz sonuçlandı ve Mehmet Köse’nin listesi onaylanarak kongrenin geçerli olduğu tescillendi. Şimdi kararın Samsun ve Çarşamba’ya gönderilmesi aşamasına geldi. Bilgin olsun” dedi.

“Hay o güzel haberi ilk bize veren ağzına sağlık efsunlu dostum. Allah senin ne muradın, ne isteğin varsa sana nasip eylesin, tamamına erdirsin…”

Bu saatten sonrası gazeteciliğe girerdi. Haberi tescillemek için ilk olarak eski İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz’ı aradım. Kendisi telefonu açar açmaz “Erol bey beni aradığına göre haberi aldın” dedi.Ne haberi dediğimde kendisi,“YSK Kongreyi onayladı ve Köse yola devam edecek yeni listesi ile” dedi.

Artık hemen hemen haber netleşmişti. İlçe Başkanı Mehmet Köse’yi arayarak haberi sorma vakti gelmişti. Böyle yapmasa idim, Köse belki bize haber yok diyerek bizi yalanlamayı veya haberi atlamamızı sağlayabilirdi. Çarşamba İlçe Başkanı Mehmet Köse’yi arayarak, “Başkan YSK dan haber geldi mi?” diye sordum. Başkan Köse  “Henüz gelmedi” diyerek cevapladı. İnadına “doğru mu hiçbir haberiniz yok mu?” diye sorduğumda olmadığına ikna olmam üzerine; Başkan kongreniz onaylandı. Yeni listenizle yola devam kararınız çıktı. Hayırlı olsun” dediğimde, bu defa başkan Köse bana inanmadı. Ama sonra “Araştırıp geri döneceğim” diyerek acil şekilde telefonu kapatınca Başkanın gerçekten haberi olmadığına şahsen inandım.

Demek ki bizi seven dostlarımız bizi ne kadar çok severmiş bir kere daha anladık. Böylesi dostlar herkese nasip olması dileklerimle… Her neyse oturduk haberi yaparken telefonlar yavaş yavaş yağmaya başladı. Hemen her arayan başka noktaları dile getirmeye başladı ve bunu da, bunları da yaz söylemleri konuşulmaya ve adeta sevinç naraları atılmaya başladı.

***  

Sonuç olarak yazımın başında da dile getirdiğim gibi bazı aklı evveller hakkımızda günlerdir atıp tutuyordu. Ama biz sustuk, susmaya devam edeceğiz. Ama çok laf var da bize yakışanı susmaktı ve susmaya devam ediyoruz.

Bu atıp tutanların bazıları yok bilmem kimin adamı, bilmem kime yazıyor muhabbetini aşamadılar. Dar görüş ve beyinli tiplere ne desen fayda etmiyor.  İşte bu nedenle diyorum ki;

- Hani birleri bizim AK Parti üyesi ve delegesi olmamızı içine sindirememişti ya?

- Hani birileri bizim üye ve delege olmamız nedeni ile şahsıma ÇAKAL, ŞİZOFREN, DELİ ve daha ağır hakaretler eylemişler ya?.

- Hani birileri bizi Mehmet Köse’nin adamı ilan edecek kadar aptalca dedikodular üretiyordu ya?

-Ve hani bizi bazıları yıllardır kamusal alana tehdit, baskı ve iktidar gücü ile haber alma ve verme özgürlüğümüze ambargo koyup her yerde bizi karalıyordu ya!..

Hani biz…

Hadi neyse, İşte mesele, İşte Habercilik, İşte doğru ve dürüstlük bu!... İşte habercilikte haber atlatma bu…

Kıskananlar, karalar bağlayanlar utansın, ortadan çatlasın…

Biz iki okul sandığı haberini, iki çift köy kahvesini haber yapmakla haber atlatma işi ile meşgul olmuyoruz. Köy kahvesini aşağılamıyorum. Onlar olmasa bizler ekmek yiyemeyiz.

Biz boyumuzdan büyük işlerle uğraşmıyor, sadece GAZETECİLİK MESLEĞİMİZLE İLGİLENİYORUZ. İnadına, birileri her ne derse desin. Kim neyle suçlarsa suçlasın.

“Bizim işimiz GAZETECİLİK. GAZETECİLİKTE BÖYLE YAPILIR”.

Bunu da bu memlekette bizden iyisini şimdilik yapan yok. O zaman bol keseden atıp tutan aklı evveller oturup, torunlarını sevecek ya da kumda oynamaya devam edecekler. Yada  köşesine çekilip, çekilmiyorsalar yıllardır olduğu gibi ardına, önüne ne geliyorsa, eline ne veriliyorsa, onlarla meşgul olsunlar...

Bizlere gölge eylemesinler başka ihsan istemiyoruz. Gelecek günlerde sizlerle neler paylaşacağımı merak ediyorsanız lütfen biraz daha sabredin. Daha bu danaların altından ne buzağılar çıkacak görün. Pardon ineklerin altından daha çok danalar çıkacak göreceksiniz… Sözün doğrusunu hatırlayamadım kusura bakmayın.

Kısacası: Biz neler gördük, neler… Bizden söylemesi.

Demedi deme İBRAAAAAAMMMM…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi