Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Bizim eğitimde ciddi erezyona ve yozlaşmaya doğru gittiğimizin gösterges

Bizim eğitimde ciddi erezyona ve yozlaşmaya doğru gittiğimizin gösterges

Son zamanlarda biliyorsunuz eğitim derken Milli Eğitim Müdürlüğünün bazı konularını gündeme getiriyoruz.

Bu haberlerimizi yaparken kimsenin ekmeğine, kişiliğine, namusuna göz dikmedik.

Böyle bir düşüncemiz de hiç olmadı aklımızdan da geçirmedik. Geçirdiğimizi de kimse asla gündeme getiremez.

Kaldı ki bu konuda çok sıkıntısı olanların olduğunu biliyoruz.

Son zamanlarda yaptığım yorumları bazıları her nedense kendi üzerine almış. İşin garip tarafı yorumlarımın muhatapları üzerine hiç alınmazken olayla yakından ilgisi olmayan birisinin yazımda ki yorumumu dava konusu yapması beni inanın gülmekten öldürdü...

Hala gülüyorum )

Ne yazmışız aynısını bir daha yazayım dilerseniz.

Tarih 31 Temmuz 2014 günkü köşe yazımda olduğu gibi hem de...

Yazımın başlığı şöyle: 

"Meydana yeniden giriyoruz HAYDİ HAYIRLI OLSUN"

Yazımın içeriğin de ise şunları dile getirmişim.

...

Hani bazı ürünlerde yazar ya: "Ürün ve mamullerimiz de hiç bir şekilde domuz yağı yoktur". Bu haberlerimizde de asla ama asla domuz yağı ima edilen hiç bir kişisel sıkıntı yoktur. Yine haberlerimizin altında başka şahsi bir neden asla yoktur. 

Haberlerimiz kim veya hangi çevre ile alakalı ise camianın konuştuğu, iddiaları, dedikoduları, sıkıntıları ve dertlerini kısacası kimin eteğinde ne kadar taş varsa döksün görelim.

Eskiden "ADAM GİBİ ADAM" denilir ya!. Fakat son dönemlerde gördüğümüz Adam sözcüğünün "A" sı ayrı yerlerde, "DAM'ı" başka yerde kıvırtmaya başladıklarını görülüyor. Yani adamların sadece DAM'ları kalmış. Damlarda kıvırtanlar da zaten belli. Bürokrasi, siyasi ve iş dünyası bundan sonra hep yaptıkları ve yapamadıkları objektif, şeffaf, tarafsız habercilikle birlikte haberlerde konu olacaktır...

Şimdi bu yazıda direkt olarak hangi kurum, kişi, siyasetçi, bürokrat hedef alınmış Allah aşkına...

***   

Gelin Görün Ki Birilerinin Gazı İle Olsa Gerek Ki Bu Yazıyı Hiç Ummadığım Birisi  üzerine alınmış ve beni mahkemeye vermiş.

Beni bırakın gazetede ki tüm yetkilileri dava konusu yapmış.

Bu dava sürmesi nedeni ile olayı yazmıyorum. Şimdilik gülmekten ve şaşkınlıktan bu kadar açıklayıp beklemeye devam edeceğim. Haydi hayırlısı olsun bakalım...

Ama keşke hangi yazımızı Kim Üstlenmesi gerekiyorsa onlar üstlense de diyeceğim ama bir kesim de çıkıyor diyor ki; Arkadaş ortaya yazmışsın kimi itham ediyorsan ismini yaz bilelim...

Bizim derdimiz kişiler değil. Varsayalım ki kişilerle sorun, problemimiz varsa onları alenen yazmaktan korkmayız.

Bu toplumun içinde oluşan iddialar, duyumlar, davranışlar ve karakter değişikliklerini dile getirip yorum yapıyoruz.

Geçenlerde bir kaç yerde dile getirmiştim.

Bundan sonra ilçede ki bürokrat, siyasetçi, işadamı, esnaf, vatandaşlardan hangisi ne yaparsa hangi yanlışı, kanunsuzlukları yaparsa yapsın yazmayacağız, yazamayacağız.

Çünkü herkes enteresan yollardan tepki gösteriyor ama çoğu az şekilde yargı, kanunları takip ediyor.

Eskiden kaba kuvvetle halledilen olayları, yazıları kanunlarla sorgulayanlara teşekkür ediyorum. Bunu bari başardık ama...

Bazen de böylesi kime yazdığımız ya da kimi itham ettiğimizi anlayamayanlarla uğraşıyoruz.

Dile getirdiğim yazı toplumun değerlerinin yozlaşması ve değişmesinden kaynaklandığını ve toplumun değişmeye başladığını belirtirken; bir kişinin kendi adına olduğunu iddia etmesi, aklımıza o bölgede pis kokular geldiğini o şahıslarında korkusu ve endişesi nedeni ile yorumlarımızı üzerlerine alındıkları anlamını ortaya koymuş olmuyor mu?  

Sonuç olarak bu davranışı gördüğümde demiştim ki: Bundan  sonra ilçedeki hiç bir pisliği, kanunsuz ve yasal olmayan işleri yazmayacağım. Sadece o haberler yerine "Kelebekler nasıl döllenir haberleri yapacağım" dediğimde enteresan tepki geldi. "Erol bey döllenme kelimesi ayıp kaçar ürer yaz" diyerek bu cümleye bile tepki göstermeleri çok enteresan durumda olduğumuzu gösterdi.

Sonuç olarak yorumları bile üzerine alan bir eğitim seviyemizin olduğunu görmek bizim eğitimde ciddi erezyona ve yozlaşmaya doğru gittiğimizin göstergesi değil midir?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi