Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

“Baba sende ihtiyarlayınca seni dağa mı bırakacağım”

“Baba sende ihtiyarlayınca seni dağa mı bırakacağım”

Eh artık yavaş yavaş son demlerimize doğru ilerlemeye başladığımızın farkına da varıyoruz ya!.

Artık yaş kemale erdikçe insana bir şeyler oluyor. Çocukken büyümek istersiniz daima,

Yaşlandıkça da tam tersine çocuk olmayı hayal edersiniz.

Bir ağaç ile insanın büyümesini düşünün.

Her ikisi de filiz olarak gelir dünyaya. Her ikisi de taptazedir ve kim birazcık sert dokunsa hemencecik kırılır, ezilir, mutlaka hasar görür. Bu yaşamı boyunca da böyle gelir ve gider.

İnsan çocukken çoğu şeyin farkında değildir.

Baba evin daima en iyisini bilir, alır getirir ve çocukları için çırpınır. Çocuk birazcık büyüdüğünde bakarsınız ki baba birazcık daha sakinleşmiştir. Ama inada çocukla baba bir an gelir ki adeta inatlaşır.

Çocuk kendi dediğim olsun hissiyatını ister ve arzularken çevresindekileri kırar. Bu defa kırılma sırası büyüklerdedir.

Ancak bir müddet sonra bu dönemi ki buna ergenlik deriz ( fidanda ki gibi meyve vermeye hazırlandığı dönemdir) babasının kendisi ve ailesi için nasıl çırpındığını görür.

Artık abaya ve anneye en çok yardım eden kişi konumuna gelir.

Babanın göğsü kabarır. Böylesi evlat yetiştirmek…

Sonra evlenir aile reisi olur. O baba olmaya hazırlanırken, babası dede olmanın hayalini kurar. Birisi büyürken birisi yaşlanır. Çocuk büyürken, baba ihtiyarlar. Ama hayaller hep tazedir.

Hayırlı evlat yetiştirmek hele ki bu dönemde akıl ve sabır işidir.

Bu konu neden mi? Boş veriiin. Öylesine esti işte.

Evlat derken bazı olayları görünce hissiyatımız kabardı birden bire.

Şükür bizimkiler öyle babasına asi değil.  İnşallah hiç birimizin ki olmaz.

Bu nedenle bu günkü konuyu kıssadan hisse ile sona erdirelim.

***

Bir adamın yaşlı bir babası ve babasına bakmaktan bıkan bir de karısı vardı. Karısı kocasına:

-Ya beni bırak, babanla kal yahut babanı buradan uzaklaştır, beraber kalmaya devam edelim. Eğer sen babanla kalmayı tercih edeceksen, ben ayrılmaya razıyım, diyordu.

Adamcağız ne yapacağını şaşırmıştı:

-Ne yapalım hanım, o benim babam, öldüreyim mi, ne yapabilirim onu? Biz bakmazsak ona bizden başka kim bakar? dediyse de karısı isteğinde ısrar ediyordu.

Adam en sonunda babasını götürüp dağa bırakmaya karar verdi. Yanına oğlunu da alarak arabayı hazırladı. Babasına da:

-Baba, şöyle dağa doğru gitmek istemez misin? Biz torununla beraber oduna gidiyoruz, sen de gel, dedi ve bir yatak bir miktar da yiyecek içecek alıp dağın yolunu tuttu. Dağda ormanlığın içine doğru epey girmişlerdi. Getirdiği yatağı yere serip ihtiyar babasını üzerine yatırdı:

Baba sen burada biraz istirahat et! Biz biraz odun yapıp gelelim, dedi, oradan ayrıldılar.

Fakat odun falan yapmamışlardı. Babasını dağa bırakmanın üzüntüsü içinde evin yolunu tuttular. Yolda adamın oğlu:

-Dedemi almayacak mıyız baba?diye sordu.

Adam: — Dedeni oraya bıraktık. Artık o ihtiyar olduğundan orada kalacak. Biz eve gidelim, dediyse de torun ısrar ediyordu

«Ben dedemi isterim...»diye. En sonunda babasına söz dinletemediğini anlayan çocuk:

-Baba, sen ihtiyarladığında ben de senin gibi ev bark sahibi olduğum zaman, seni getirip dağa mı bırakacağım? Sen dedem, ihtiyar olduğu için bıraktığımızı söylüyorsun? deyince adamın aklı başına geldi.

Sonunda kendinin de başına gelecekleri düşününce gidip dağa terk ettiği babasını almaya karar verdi. Dağda yapa yalnız kalmış, kurtların, kuşların kendini parçalama zamanının geldiğini düşünen ve elinden de hiçbir şey gelmeyen ihtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:

-Evlâdım sen beni dağa bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı dağa bırakmadım. Ona ölünceye kadar hizmet ettim, dedi.

Adam babasını alıp eve getirdi. Her ne olursa olsun elinden geldiğince, babasına ölünceye kadar bakmaya karar verdi.

Boşuna dememişler: «Bu dünya etme bulma dünyasıdır» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısının yapılacağı muhakkaktır.      

      Kıssadan hisse. Bu gün babamıza, anamıza nasıl hizmet edersek, hastalığında, sağlığında nasıl bakarsak yarın çocuklarımız da bizlere o gözle ve yüzle bakacak hizmet edecektir. Rabbim şu Ramazan ayı öncesinde baba ve analarımıza, büyük ve küçüklerimize, geleceğimize hayırlı evlatlar olmamıza ve hayırlı evlatlar yetiştirmeyi nasıp etsin. Rabbim hepimize sağlıklı güzel günler ve yaşamlar dilesin. Hastalarımıza rabbim sağlık ve güzel bir yaşam nasip etsin. Rabbim hiç birimizi kimseye muhtaç bırakmasın. Dilerim her şey gönlünüzün istediği gibi olur.

Sağlıklı kalın…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi