Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümet temsilcileri ve AK Parti her platformda, paralel yapı ile mücadele açıklamaları yapıyor...

Fakat bu mücadelede şimdiye kadar dişe dokunur bir hamlenin yapıldığını görmek mümkün olmadı...

Bu durum uzun zamandır herkes gibi benim de kafamı kurcalamaktaydı...

Bunu sosyalist kimliği ile tanınmasına rağmen AK Parti ile ilişkileri oldukça iyi olduğu bilinen Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı'ya sordum, "AK Parti paralel yapı ile mücadele ediyor ve sen de biliyorsun ki AK Parti'nin içinde paralelciler var. Önce neden bunları temizlemiyor?" diye...

Yazıcı, "Bak Berat AK Parti'nin içine o kadar nüfuz etmişler ki temizlemeye kalksan, AK Parti'nin içinde adam kalmaz" cevabını yapıştırmıştı...

O gün paralel yapıyı Yazıcı'nın abarttığını düşünüyordum ama bugün yaşananları gördüğümde sanırım ve korkarım ki Yazıcı yapmış olduğu tespitte haklı!..

Neden mi?..

Gelin birlikte irdeleyelim...

Samsun'da yayın yapan Denge Gazetesi 11 Mart 2014 yani yerel seçimlerden kısa süre önce manşetinden Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar'ı cemaatin desteklediğini yazıyor!..

Haber yalanlanıyor veya mahkemeye yansıyor mu?..

Hayır...

O zaman gerçek kabul edilebilir!..

Hüseyin Dündar, AK Parti'den Belediye Başkanı seçiliyor...

AK Parti Hükümeti, Zaman Gazetesi yöneticilerine açılan soruşturmalardan dolayı basına baskı uyguladığı yönünde uluslararası arenada suçlanıyor...

Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu iddiaları yalanlarken Dündar ne yapıyor?..

Hem de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Çarşamba'nın tek yerel gazetesinin kapısına mühür vuruyor!..

Bu hareket bize ne anlatıyor?..

Bana çok şey anlatıyor ama AK Parti sanırım anlamak istemiyor!..

Bitti mi?..

Hayır...

AK Parti eski Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş'ın, paralelin adamı olduğu iddia ediliyor...

Kim ediyor?..

Paralele savaş açtığını her platformda deklare eden Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk'ün basın danışmanı...

Yani Öztürk'ün kamuoyu sözcüsü...

Holding sahibinin kendince delilleri öne sürerek, Köktaş'ı paralel yapının adamı olduğunu öne sürmesiyle normal şartlarda AK Parti'nin anında kendi içerisinde soruşturma açması ve incelemesi gerekiyor iddiaları değil mi?..

Peki yapıyor mu?..

Hayır...

Bilakis Köktaş, paralel suçlamalarına rağmen gözünü partide daha yüksek konumlara dikerek, İl Başkanlığı'ndan kendi rızasıyla ayrılıp, AK parti'den milletvekili aday adayı oluyor!..

Bitti mi?..

Hayır...

Samsun'da STK'lara hangi milletvekili aday adayını aday olarak görmek istedikleri soruluyor...

Bu temayül yoklamasına Çarşamba Ticaret Borsası Başkanı Kazım Gürol Yılmaz da davet ediliyor...

Kazım Gürol Yılmaz, Samsun Özel Haber isimli site tarafından "Cemaatin kasası" denilerek gündeme getirilmiş bir isim...

Yılmaz, bu siteye dava açıyor ve dava reddediliyor...

Cemaatin kasası olduğu iddia edilen biri mi belirleyecek AK Parti aday adaylarının arasından aday olacak isimleri?..

Bitti mi?..

Hayır...

Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde üst düzey müdürlük görevini yürütürken cemaatçi olduğu gerekçesiyle A.U. isimli bürokrat görevden uzaklaştırılıyor...

Artık A.U. deşifre olmuştur ve istediği gibi hareket edemeyeceğini düşünüyorsunuz değil mi?..

Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!..

A.U. İl Milli Eğitimdeki üst düzey görevinden uzaklaştırılınca AK Partili Başkan Osman Genç'in yönettiği Canik Belediyesi'ne başkan yardımcısı olarak atanıyor!..

Bitti mi?..

Hayır...

Ama örnekleri o kadar uzatabiliriz ki gazetenin sayfaları yetmez...

Paralelle mücadele birkaç polisi içeriye tıkmakla, oradan oraya sürmekle olmaz!..

Paralel yapı varsa ve gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa önce AK Parti'nin kendi kapısının önünü süpürmesi gerekmez mi?..

Yazdığım ve siz okuyucuları yormamak için çok daha fazlasını kaleme almadığım hadiseleri düşününce Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yazıcı'ya hak vermeden edemiyorum...

Ne demişti Yazıcı, "Bak Berat AK Parti'nin içine o kadar nüfuz etmişler ki, temizlemeye çalışsan, AK Parti'nin içinde adam kalmaz!"

Demem o ki, ya paralel yapıyla topyekün mücadele edin ya da bırakın bu paralel söylemleri de millet kutuplaşmasın...

Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla...