Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

AK Parti sevdaları yalan mı?

AK Parti sevdaları yalan mı?

Bu gün dünkü köşe yazıma ilave etmek istedim. Kusura bakmayın. Siyasetten dedim ya biz uzak kalmaya uğraşsak bile bizi bırakmıyorlar, bırakmazlar diyerek. Evet, AK Parti İlçe başkanlığı 4. Olağan kongresine bu gün itibari ile 19 gün kaldı diyebiliriz artık.

Ama bu yıla kadar olmadığı kadar tansiyonu yüksek ve bir o kadar da hararetli bir İlçe başkanlığı seçim sürecini hiç görmedim dersem yalan olmayacak.

İşin aslına bakarsanız;

İlçede rekabet içinde yapılacak seviyeli bir seçimi her zaman sever ve desteklerim.

Çarşamba’ da 2003 yılından bu yana irili ufaklı çok seçim geçirdik.

Bu seçimler öncesinde, seçimler in çalışmasında ve sonrasında söylediklerimiz, tahminlerimiz, yaşadıklarımız ve haklılığımız ortadadır.

Ama bu seçim her nedense bana farklı gibi geliyor.

Nedenlerini seçim sonrasına bırakmayı tercih ederim.

Yaşanacaklar, söylenecekler ve hatta dillendirilen dedikodular cabası.

Seçim için önce adaylar belli olur piyasaya çıkar ondan sonra yarış başlar.

Her seçimin kendine has bir havası vardır.

Lakin gelin görün ki bu defa alışılmışın dışında gelişmeler de dikkat çekmiyor değil.

Hemen her gün birileri aday, aday oluyor, yok filanca şunu dedi, filanca bunu dedi muhabbetinin yanı sıra, başka konularda da spekülasyonlar kanımca AK Partiyi Çarşamba’ da yıpratmaya yönelik bilinçli veya bilinçsizce yapılan çalışmalarla devam ediyor.

Bunu Başbakan Erdoğan duyduğu vakit acaba ne der?

AK Partide başbakan bile 3 dönemden sonrasını düşünmüyorum kimse düşünmesin demesine rağmen bazı kesimlerin anlamsızca hırçınlığa varan ve pervasızca söylemlerle yola çıkmaya hazırlanılan ortamda tahmin ediyorum ki;

Siz çekilin bakalım. AK Partiyi böyle mi seviyorsunuz. Biz demedik mi kol kırılır yen içinde kalır. Siz maşallah afişlere, sayfalara sığmayıp taşmışsınız. AK Partili böyle olmaz. Sizin yaptıklarınız ayıptan öte bir yarış” demeyecek midir?

Bence bu pervasızca ve bilinçsizce sadece ve sadece birileri benim ekim gelsin mantığı, birileri ben olmadığım sürece o da olmamalı, bir başkalarının benim istediğim kadro gelmeli ki gelecekte ki işlerimi daha kolay halledeyim. En büyük benim benden başka büyük yok mantığı ile seçim havasını germeye, Başbakanın söylemlerini saf dışı bırakmaya devam ediliyor.

Bu noktada bir ayrıntı da başbakan veya diğer adı ile AK Parti Genel Başkanı mesela Ahmet Yeni

 Vekili Çorum Koordinatörü olarak gönderdi. Teni orada rapor tutacak ve genel merkeze gönderecek. Orada ki bir ilçede yarışacak kadrolar birbirini lekeleyerek bir yerlere gelmek için Yeni vekilin raporunu, İlin raporlarını tanımayacak ve Genel merkeze yalancılar, dolandırıcılar, sahtekârlar bunlar diyerek tepki gösterip müracaat edecekler. 3 dönemdir AK Partide görev alan ve Başbakanın her dönemde hiç düşünmeden kadroya koyduğu Yeni vekil yazılanlarla da muhatap edilecek. Bu Genel Başkana da itiraz ve Genel Başkanın da bu söylemlerle muhatap bırakıldığının bilincine erişilmez mi?

Muhalefette böyle bir zayıf yer aramıyor mu AK Partide ki onlar birbirine girsin biz iktidara gidelim diyerek. Bu gelişmeler ışığında yaşananlar muhalefetin ekmeğine yağ sürerken Çarşamba’ da ve bazı ilçelerde AK Partiyi yıkıma götürecek ilk adımların sesidir.

Bunların AK Partiliyiz, AK Partiyi seviyoruz martavalları bana sorarsanız raflara kaldırılmış demek olacaktır. Nedenleri farklı da olsa seçim öncesi bu yaşananlar çok yadırganmaya devam ediyor.

Oysa şöyle düşünüyorum.

Yarış güzeldir. Yarış olmadığı sürece seçimin de heyecanı olmaz. Bu seçimlerin sonucunu delegeler yapacak olsa bile aday olacaklar oturup iyice düşünmelidir.

Hangi partide olursa olsun en tepedekiler mutlaka kazanmaya yönelik çalışmalarını yapacaklardır. Buna Genel Başkanlar da dahildir. Mesela Başbakanlar Bakanlar Kurulunu bile kurarken kendilerine göre hareket etmezler mi?.

Ama onunda rehberi parti tüzüğüdür ve ilkeleri ile genel başkana bağlılıklarından geçmektedir.

O zaman bu feryadı figan neden?

Kaldı ki bundan önce ki seçimlerdekiler de aynı şekilde seçimlere hazırlanmadılar mı?. Bunu kimsenin sormayacağını mı sanıyorsunuz.

Biliyorsanız ya heyecanlı yarışa girin. Yada susup oturun derim. Ortalığı yangın yerine çevirmekle sadece muhalefeti sevindirir, AK Partiye zarar verirsiziniz ki o vakitte AK partimi ve Genel Başkanımı seviyorum laflarının yalandan öteye gitmediğini net olarak gösteriyorsunuz demektir. Peki  neden yangın yerine alanı çevirirsiniz?. O zaman vatandaşın da dile getirdiği gibi: Özel şahsi dertleriniz için mi gelmek istiyorsunuz?. Seçimlerde başarıdan başarıya koşan bir yönetimi neden istemezsiniz?. Yoksa AK Parti sevdanız yalan mıydı? Neyi hedefliyorsunuz.  Hiç kimse demeyecek, sormayacak mı size?.

Bunların iyi düşünülmesi gerekmez mi?. Ne dersiniz?

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi