Ahşap Camilerin Çarşamba ve Termede ki yoğunluğu

Ahşap Camilerin Çarşamba ve Termede ki yoğunluğu
Çok sayıda medeniyete ve tarihi olaya şahitlik eden Samsun’daki ahşaptan camiler, geçmişin mimari özelliklerini ve kültürünü yansıtması açısından mühim bir yere sahip.

 

Arkeolog-Sanat Tarihçisi Emine Yılmaz, 1996’dan bu yana şehir sınırlarındaki  ahşap camilerin tespiti ve belgelendirilmesiyle meşgul. Şimdiye dek 87 tanesini belirledi.

Pek çok medeniyeti bünyesinde barındırmış ve tarihi gelişmelere tanıklık etmiştir Samsun. Ahşaptan camiler geçmişin mimari özelliklerini yansıtması açısından mühim bir yere sahiptir. Günümüze ulaşanlarının sayısı azdır ama taşıdıkları özellikler geçmişe ışık tutmaktadır. Camiler, şehrin Türklerin hakimiyetine girmesiyle başlayan Türk-İslam Dönemi iskan faaliyetlerinde külliyelerin birer parçasıdır. Devirlerinin kültürel mimari zevklerinin iklimsel özelliklerle yoğrulduğu bu yapılarda binlerce yıl öncesi ‘İslam Öncesi Türk Mimari ve Süsleme Unsurlarını’’ bulmak da mümkündür.

Arkeolog-Sanat Tarihçisi Emine Yılmaz, 1996’dan bu yana Samsun’daki tarihi ahşap camilerin tespiti ve belgelendirilmesiyle meşgul. Şimdiye dek 87 tanesini belirledi. Bunların 35’i tescillenerek koruma altına alındı. Yılmaz’ın araştırmalarıyla insanlığın faydasına sunduğu bilgileri paylaşıyoruz bu dosyada sizlerle. Anadolu’da inşa edilen ahşap yapılara genellikle ‘çantı’ denilmekte. Tercih edilen ağacın cinsi bölgesel ve iklimsel özelliklere göre farklılık gösteriyor. Samsun’dakilerde sağlamlık, uzun süreli dayanıklılık, neme direnç gibi özellikler ön planda. Karadeniz’in zengin florası seçenekleri artırmış. Yekpare değerlendirilebilen kestane, pelit ve kimi çam türleriyle kara ağaç en fazla rağbet görmüş bölgemizde. Süslemedeyse, işlenmesinin kolaylığı sebebiyle ceviz ağacı yeğlenmiş. Ülkemiz genelinde en fazla Ahşap Camii sayısına Samsun sahip.

BU CAMİLERDE ÇİVİYE YER YOK                                                                       

Çantı yapı tekniğinde çiviye pek yer yok. Ağaç gövdeleri veya çapları kabaca yontuluyor. Yer yer 30-35 cm’yi bulan tomrukların alt ve üst kısımlarının düzgünleştirilerek birbirinin üzerine giydiriliyor. Köşelerde değişik metotlarla kenetleniyor. Ahşap direk ve kirişler, iki taraflı çatılmış tavandan oluşan yapıyı tamamlamakta. İşçilik giderleri dönem ve ekonomik şartlarla paraleldir çoğu vakit.

Samsun yöresindeki ahşap camilerin köşe bağlantılarında daha ziyade kurt boğazı geçme tarzı revaçta. Çalma boğaz az sayıdaki eserde denenmiş. Çantı yapının en eski örneklerine Bafra’daki İkiztepe Höyüğü kazılarında denk gelindi. Kalkolitik Çağ'dan itibaren tüm evreler boyunca ahşap mimariden faydalanıldı. Eski Tunç Çağı örneklerinde zeminin düzleştirildiği, temel atılmadan ahşap bir kasnak üzerine kalın kütüklerin yatay ve üst üste konularak duvarların oluşturulduğu, eğik çatının sazlarla örtüldüğü ve kütük aralarının çamurla sıvandığı izleniyor. Bu çağın sonuyla Hitit dönemi başlangıcındaysa kütüklerin yerini düzeltilmiş tahtaların alıyor ve bunlar birbirine kenetleniyor. Kalıntılar ışığında imal edilen çantı teknikli ev örneği İkiztepe Höyüğü’nde sergilenmekte.

Karahanlı ve Gazneliler devrinde ahşabın Türk-İslam sanatında ve özellikle dini mimaride yaygınlığına şahit oluyoruz. Samsun’un çantı teknikli ahşap camileri heyelan, sel gibi nedenlerle asgari bir kez taşınmış. Bu yüzden orijinal yerini koruyanlarının adedi bir hayli az.  

KÖYLERİN CUMA BULUŞMASI

Şehrimizdeki misallerin ziyadesi ‘Cuma Camii’ fonksiyonlu. Birkaç köy cuma günleri buralarda toplanmaktadır. Masrafları cemaatçe sağlanmaktadır. Vakıf kaydı bilinen Ordu Köyü Cami dışındakiler hep böyledir. Birkaç örnek verirsek; Asarcık Gökgöl Caminin bakımı çayır ve otlaklar ile bahçesinde gerçekleştirilen güreş panayırının geliriyle yapılmıştır. Kavak Bekdemir Camii’ninkiyse mihrap arkası kovanın balıyla temin edilir. Engiz Cami için Yörükler Hamamı’nın kazancı harcanır.

Samsun’daki ahşap camilerin serüveni Anadolu Selçuklulara dek uzanmaktadır. 13.yy.’ ın ilk yarısından itibaren (1206) mevcutturlar. Üslup zamanla gelişmiş, iklim özellikleri malzemelere yansımıştır. Tecrübelerden bugün dahi istifade edilmektedir.

Yığma (Çantı) yöntemli ahşap camilerde zemin iri taşlarla yükseltilerek toprakla bağ kesilmiştir. Nemden korunması amaçlanmıştır böylece. Çatı, ilk örneklerde düz damlıdır. Akabinde kırma çatı ön plana çıkmıştır. Çarşamba’daki Göğceli, Ordu Köyü, Şeyh Habil; Terme’deki Karacalı, Yeni Camii Köyü (Elmalı), Pazar; Ayvacık’taki Gökçeli ve Merkez Camii ile 19 Mayıs’taki Engiz Camii, 13 ve 14’üncü asır eserleridir.

Terme Pazar Camii ile Ayvacık Merkez Camii önemli günümüze kadar mühim değişikliklere uğramışlardır. Dolayısıyla dönemlerinin mimari ve süsleme özelliklerini neredeyse yitirmişlerdir.

ÇARŞAMBA VE TERME’DEKİ YOĞUNLUK

Bugün de ayakta kalan ahşap cami grubu Çarşamba, Terme ve Kavak ilçelerinde yoğunlaşmaktadır. Dağılım bölgenin İslam Öncesi Türk ve Türk-İslâm iskan tarihiyle senkronizedir. Bunun yanı sara, Samsun Büyük Camii, Bafra Büyük Camii ile Vezirköprü, Havza, Kavak’ın merkezlerindeki camilerin ekseriyeti de ilk etapta ahşaptandır ve Anadolu Selçuklu kökenlidir. Farklı ahşap unsurlarda da o zamanın mimari karakteri süzülmektedir ayrıca. Ahşap camisi yıkılan fakat kendisi ayakta kalan; Selçuklulara has çokgen planlı Alaçam İlçesi Soğukçam köyü Türbesi buna iyi bir örnektir.

Osmanlı devrindeyse, beyliklerden getirilen unsurların hem geliştiğini hem de ilerlediğini söyleyebiliriz. Zamanla ahşap sütunlarla belirlenmiş mekanlar inşa edilerek muhteşem ‘Klasik Osmanlı Mimarisi’ ile süslenmiştir.

17.yy’dan itibaren Samsun Ahşap Camileri tamamen sivil mimari görünümündedir. Dışarıdan iki katlı konut izlenimindedirler. İç mekanlarda Anadolu haricindeki sanat akımlarının tesiri hissedilir. Rengarenk nakış ve tasvirlerle bezelidirler ve köşkleri aratmamaktadırlar.     

13’üncü yüzyıl başlarında yapılan Çarşamba Göğceli Camii, Samsun’daki ahşap yapılıların ilk örneklerindendir. Selçuklu dönemi eseridir. Revaklı bölümünün 1335 yılında ilave edildiği kesinleşmiştir. Bu güne birçok değişiklikle ulaşan caminin aşı boyası ve kalem işi nakışları 15.yy-16.yy. çini-seramik süslemeleriyle ortak zamanlıdır. Bu da kalem işlerinin inşadan çok sonra meydana getirildiğinin delilidir. Kalem işi süslemede Göğceli Camii; ahşap süslemedeyse -oyma, kabartma, çakma, çıtakari, ajır ve kündekari teknikleriyle- yine aynı ilçedeki Ordu Köyü Ahşap Camii damgasını vurmaktadır. Mimarisi malzeme itibariyle değişim görse de, Gökgöl Camii kendinden söz ettirebilecek yapı karakterine sahiptir. Bölgedeki zaviyeli ahşap örneklerden asli niteliğini koruyan tek camidir. .

İSLAM ÖNCESİ TÜRK İSKAN İZLERİ

 Samsun’un eski ahşap camileriyle İslam Öncesi Türk İskan ilişkisi ilginç örneklerle ispatlıdır. Terme’ye bağlı Ambartepe Beldesi Tellipınar Mahallesi’ndeki Ahşap Cami’nin bitişliğinde yer alan Çepni Mezarlığı’ndaki ‘Runik Yazılı Mezar Taşı’ ile yakın mesafedeki Salıpazarı Yeşilköy ‘Tamga-Runik Yazı Alanı’ buna delildir. Çarşamba’daki Ordu Köyü, Asarcık İlçesi Gökgöl Ahşap Camilerindeki Mühr-i Süleymanlar ile camilerin hemen hepsinde görülen bitkisel ve geometrik formlar da, geçmişi köklü “İslam Öncesi Türk Sanatı’nın” “Türk-İslam Sanatı’na” aktarımıdır.

İslâm öncesi süsleme unsurlarından Mühr-ü Süleyman gibi motiflere, İslami temayla yeni mana yüklenmiştir. Ordu Köyü Ahşap Camii içerisindeki ahşap sütun, Gökgöl Camii kapısı, konutlar, sergenler ve bölge mezar taşlarında Mühr-ü Süleyman betimlemelerine sıkça rastlanılmaktadır. Bunlarda Türk Hazar taş ve ahşap ustalarının etkisinden söz edilse de pratik,  İslâm Öncesi Türk inançlarının iz düşümüdür. Bu motifin halihazırda da gizem ve ehemmiyetini muhafaza etmesinden anlaşılmaktadır ki; ayet ve hadisler ışığında mevcut inanç sisteminde de etkin bir yer kazanmıştır.

Tezyinatta aşı boyası nakış gözdeyken; ahşap işçilikte ajur, kündekâri, oyma kabartma, çıtakâri, çakma gibi teknikler tatbik edile gelmiştir. Beylikler dönemindeki süslemeler, Anadolu Selçuklu üslubunun devamıdır. Osmanlı süslemelerinde sade bir anlayış hakimdir. 18.yy.dan itibaren batılı sanat akımlarının tesiri çoğalmıştır. Tamamen farklı bir boyuta geçilmiştir. Ustalar adeta çağ ressamı edasıyla tuval misali boyamışlardır cami ahşaplarını. Çoğu isimsiz halk ressamıdır. Ahşap ustalarının adı bilinmez ama her biri nesilden nesile iletmiştir bu sanatı. 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Güncel